Macbeth, kurgu olarak olağanüstü olmayabilir ama eserdeki karakterlerin derinliği ve Shakespeare'nin üslubundaki şiirsellikle başarıyı yakalamış olmalı. Belki de önemli olan, sıradan bir konunun ele alınış biçimiyle;işlenişiyle sıradanlıktan kurtarılmasıdır.
Macbeth'e baktığımızda zayıf bir insan profili çıkar karşımıza; yaptığı tek hata daha nicesini yapmaktan alı koyamaz onu. Aldığı her karar onu aldığı ilk kararda yaşadığı çıkmaza geri sürükler, böylece çapraz ya da düz, dolar kanlı yumağını. En sonunda kendi doladığı yumağa kolu bacağı takılıp yumakla birlikte kara bir çukura yuvarlanıp gider. Zayıf bir insan, felaketi kendisine bunca hızla çekmede de zayıftır aslında. Bu hususta Lady Macbeth'in kocasının omuzlarını tutan kanlı ellerini görürüz. Belki de Türkçe tabiriyle ona 'Fitnat Hanım' diyebiliriz. Ancak yine o elleri kendi sonunu da hazırlayacaktır.
Yazarın bize hazırladığı müthiş bir son vardır eserde; belki de kurgusunu en güçlendiren yandır. 'Her şey bitti mi sanıyorsun? Macbeth'in yumağını çukura doğru çeken Cadılar vardı. Şimdi ellerinde bir başkasının ipi!' der sanki...