İttihat ve Terakki Partisi,Meşrutiyeti getirerek ülkede büyük bir hürriyet rüzgarı estirmiştir.Padişahın yetkileri kısıtlanmış,halkta daha bir özgür haretek imkanı oluşmuştur.33 yıl süren karanlık bir geceden sonra insanlar yeni umutlarla yeni sabahlara uyanmışlardır.Ve artık ülkemizde gazeteler gündemi belirler.İşte böyle bir ortamda Ahmet Kerim adlı gazeteci,Yakup Kadri'nin düşüncelerini bize bu romanla ulaştırır.Aslında Hıfzı TOPUZ'un ÖZGÜRLÜĞE KURŞUN adlı eserini okuyanlar,bu kitapta birçok izi sürebilir.Benzer konular var.Ancak Hüküm Gecesi,o dönemi yaşayan bir insanın gözlemleridir Özgürlüğe Kurşun'a göre.Kitapta bir de aşk hikayesi vardır.Köşe başından duyulan piyano seslerine dokunan nazik parmaklara karşı duyulan ilginin siyasi bir aldatmaca sonucunda nasıl felakete sürüklendiği işlenir.Aslında yazar,o dönemde AŞK gibi bir konunun,aile namusu gibi bir hassasiyetin nasıl siyasi emellere alt edildiğini anlatır bize.İdealist,dürüst,atılgan,ilerici bir gencin romanın sonunda siyasi baskılar neticesinde nasıl bir HİÇ'e dönüştüğü anlatılır.Kitapta yer alan çoğu kahraman tarihi kişiliği ile gerçekçi biçimde karşımıza çkar.Sırrı Bey adlı eski bir İttihatçı'nın nasıl İttihatçı ve daha sonra da nasıl muhalif olduğu anlatılır.Aslında yazar,Abdülhamit'ten kalan jurnalciliğin bu dönemde de devam ettiğini,insanlara güvenin azaldığını bu kişilikle ortaya koyar.İdamdan sönen Ahmet Kerim,tüm ideallerini kaybederek sürgün olarak Sinop'ta yaşar.O dönemi, o dönemin en yakın tanıklarından birinin kaleminden roman tadında okumak isterseniz size tavsiye ederim.Güzel bir anlatı.