Yılanların Öcü'nün devamı ama ondan daha etkileyici. Bu kitaptaki olaylar ve haksızlıklar beni okudukça daha çok sinirlendirdi. Dikkatimi çeken bir şey, köyde cinselliğin şehirdekinden farklı algılanması oldu. Bu kitapta 8 yaşında bir erkek çocuğa yine erkekler tarafından cinsel tacizde bulunuluyor-şehirde bunun sonucu hapis mutlaka ama belki de cinayet olabilecekken, orada bir ölçüde normal karşılanıyor. Bir adamın karısı başka bir adamla beraber oluyor ve iki taraf da pek korkmuyor. Cinselik hayatın daha basit olduğu yerlerde daha basit algılanıyor galiba-ihtiyaç gibi. Ama sapıklık da öyle algılanıyor anladığım kadarıyla.
Yoksulluk yine diz boyu, düzenbazlık, haksızlık da. Okudukça sinirlendim, köylerimizde kimbilir daha ne yenilmez yutulmaz olaylar yaşandığını, insanların ezildiğini düşündükçe daha çok sinirlendim. Gerçi oralarda o tür olaylar oluyor, şehirlerde de aynı olaylar daha medeni bir kılıfta oluyor.
Fakir Baykurt'un ifade gücüne de hayranım bu arada.