İçinde doğup büyüdüğü toplumun genelinin kabul ettiği inanışa sırf bu yönü ile ilhâk olmuş; derûna inmeyerek ve gerekli sorgulamalardan beri kalarak incelikleri fark edememiş; buna göre hayatına bu anlamda bir yön verişten uzak kalarak çelişkiler içerisinde yaşamışına idame etmek sureti ile hakikatten uzaklaşmış ve özet ifade ile Allah'sız yani hedefi Allah Rızası olarak yansıyan evrensel sistem gerçeğinden uzak kalarak mahrum olmak, materyalist bir din anlayışı; ufacık tefecik; meselenin özünden çok uzak konulara takılmış bir toplumun oluşmasına zemin hazırlamıştır. Hazin olan da bunun bir varsayımdan öte bifiil yaşanan acı bir hakikat olmasıdır.
Bu eserin, meselenin bu yönünü keşfettirmek, sorgulamadan uzak olunduğu ve/veya alışılagelmişliğin neticesi yadırganmayan hataların var ettiği hayat anlayışını değiştirmek; meselenin özüne yaklaşabilmek vesilesi adına ve arzusuyla kaleme alındığı kanaatindeyim.
Ayrıca bahsedilidği gibi Ömer Lütfi Mete Bey'in kaleminin ağır olduğunu düşünmüyorum. Konu gereği öyle algılandığı kanaatindeyim ki, hatalarımızın birer birer ifşası belki böyle sıkıcı bulunmasına sebep oluyor olabilir… Ancak, daha basit yazılması, eseri göründüğünden daha sıkıcı kılabilirdi…
İnancının gerektirdiğini yaşamayanlar; yaşadıkları gibi inanmaya başlarlar… Bunu farketmek de pek olay olmayabilir. Ancak bunu farkeden ve çelişkili yaşadığına inananlara özellikle bu eseri tavsiye ederim.
Selamlar