Bu kitapta baş kahramanımız ,sevdiğiyle nerdeyse hiç konuşamıyor,ona kendini hiç anlatmıyor ama gel gör ki son yaklaşınca tüm hissettiklerini sevdiği bilsin istiyor ve tüm yaşadıklarını kağıda döküyor,hem de ne dökme.Bu kitabın her satırını içime işleyerek okudum.Yazar,tüm duygularını okuyucuya o kadar net ve derinden aktarmış ki,pişmanlığını,hüznünü,mutluluğunu,heyecanını ,hayal kırıklığını hücrelerimde hissettim.Ve aşk.içten içe yavaş yavaş büyüyen ,asla karşılığı beklenmeyen bi'ömrü hem güzelleştiren hem mahveden aşk.Özenmeli mi yoksa koşarak kaçmalı mı bilemedim böyle bir aşktan ama hikayeyi,anlatım tarzını hele de mektup olmasını çok beğendim..Ve tabii ki mektup bittiğinde adamın başını çevirip boş vazoyu gördüğü an,gerçekleri yavaş yavaş idrak ettiği anın tasviri harikaydı.Tereddütsüz okuyun derim.