Ölümcül Tahterevalli Hakkındaki Yorumlar

Emrah.Akar
23.05.2018
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Asala ve Pkk ilişkisini merak edenlere tavsiye edilir
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
mlkblbl
05.06.2015
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Ermeni meselesinin nerden nereye geldiğini nasıl ve neden başlatıldığını okuyup okutmak gerek,bu konuda bilgi sahibi olmak isteyen için tavsiye ederim,bilgi güçlü kılar.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
eagle_01
09.04.2015
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
İçinde bulunduğumuz çözüm süreci ve 100.yılında başımıza ısıtılıp ısıtılıp getirilen Ermeni meselesine daha farklı bir açıdan bakmak ve tedbir alınması için tekrar tekrar okunması gereken bir kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
arifmusa 05.12.2014
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
ASALA ORGUTU ESKINDEN TURK SIYASI ADAMLARINI HEDEF ALAN BIR ORGUT SIMDIKI PKK GIBI... ULKEMIZ UZERINDE OYNAN BU OYUNLAR GECMIS ZAMNDA BUGUNE GELIYOR.. VE HALADA DEWAM EDIYOR KONU OLARAK DETAYLARA PEK GIRMEMIS SADECE BIR IKI KONU...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (14)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
onur115 25.08.2013
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Tarih, tarihi bilmeyenler için tekerrürden ibarettir. Tekkerrür etmemesi için yazarın tespit ettiği hususların değerlendirilmesi önem arz etmektedir.
Mart 1921 ayında İçişleri Bakanı ve Dışişleri Bakanının Ermenilerce öldürülmesinden sonra 50 yıldır uykuda tutulan Ermeni Terör Örgütü NEMESİS tekrar ortaya çıkmıştır. Amacı tehcire maruz kalan Osmanlı uyruklu Ermenilerin intikamını almaktır.
Kıbrıs Barış Harekâtı nedeniyle kanlı serüven 22 Ekim 1975’ta Viyana’da ASALA ile tekrar başlamıştır. 1975’te FKÖ’nün mücadelesini örnek alan ASALA, 1980’lerde PKK ile Ermeni-Kürt Federe Devleti üzerinde anlaşmıştır. 1970’li yılların sonlarına doğru Ermeniler, Rumlar ve Kürtler yan yanadır. PKK’nın işbirliğine razı oluşunun ana nedeni Türkiye’ye karşı mücadeleyi yığınsal hale dönüştürmektir.
1974 Kıbrıs Harekâtı sonrası çıkan Ermeni terörünün, 1979 yılında Ortadoğu’da değişen dengeler doğrultusunda güncellenmesi ile PKK ve Kürt kartı ortaya çıkarılmıştır. Saddam BAAS Partisi ile Şahinler kanadını temsil ettiğinden Batı için bir müttefik olarak görülmüştür. Batı’nın tavrını tehdit algılayan Humeyni, Irak’taki Şii’leri devreye sokacaktır. Şii kartını etkisizleştirmenin çözümü de Kürt Kartı’nın masaya sürülmesidir. Humeyni rejiminin 1979-80 döneminde Kürt sorunu ile karşılaşması tesadüf değildir. 19 Eylül 1979 Kuzeybatı İran’da Kürt ayaklanması başlatılmıştır.
1980’de İngiltere’de adı duyulan PKK, TKP ile yakın ilişki içerisindedir. TKP’li Lenincilere göre Atatürkçülük ve Kemalizm kitleleri uyuşturmakta kullanılan bir burjuva ideolojisiydi. Eylemlerin ordunun ezemeyeceği düzeye getirilip kitlelere mal edilmesi bir zorunluluktu.
İngiltere açısından Ermeni sorununun çözümü; böl ve yönetti. Önce bağımlı kıl, denetimi yitirmeye başladığında böl, parçala ve parçaları yönet. Rusya’nın Ortadoğu ve Asya’daki çıkarları İngiltere ile çakışıyordu. Ortadoks Ermenileri Ruslar için bir fırsattı. Aynen Saddam’ı zayıflatmak, Irak’ın kaynaklarını tüketmek için Amerika’nın Kürtleri kullandığı gibi. 19 Ocak 1976 tarihli CIA’in PIKE raporunda Irak’lı Kürtlerden Irak’ın kaynaklarını tüketmeye yetecek bir çatışmayı sürdürebilme yeteneği olarak bahsedilmektedir. Anadolu’nun zengin kaynakları Türklere kalmamalıdır. Sorun tek Kürt devleti mi yoksa birçok küçük Kürt devletinin mi oluşturulacağıdır.
Ermen sorunu İngiltere, Fransa, ABD ve Rusya tarafından suni oluşturulmuş, tıpkı bugün Kuzey Irak’ta ve Türkiye’de ayrılıkçı Kürtlerin bağımsızlığa özendirilip, Irak ve Türkiye’nin ekonomik gücünü sömürmeleri ve sosyal barışı yok etmeleri gibi.
Ermeni ve Kürt sorununda dikkat çeken husus 18.yy sonu 19.yy başında Ermeni Sorunu’nu yaratan ülkeler bu defa Kürt Sorunu’na taraf olmaktadır.
Kürtler ve Ermeniler arasındaki düşmanlığın yok edilmesi için Paris Konferansından başlayarak 1930’lara kadar çalışmalar sürdürülmüştür. Ermeni-Kürt dayanışması İngiltere tarafından 1930’lu yıllarda başka bir kimlik altında gündeme getirilmiştir. Kürtlerin örgütçü olmadığını düşünen İngiltere Taşnak liderlerle bağımsız Kürdistan’ı düşleyen Kürtleri bir araya getirerek, Kürtçede benlik, Ermenicede Ermeni Yurdu anlamına gelen Haypun sözcüğüne benzer Hoybon örgütünü kurmuştur. Biri Klikya’da diğeri Erivan’da olmak üzere iki Ermeni Devlet kurulması, bu iki devletin arasında da bağımsız Kürdistan yer alması kararlaştırılmıştır.
27 Kasım 1981’de Avrupa’daki Ermeni Öğrenciler Birliği UASE ile Kürt Öğrenci Derneği Londra Şubesi bildirge yayınlamış ve bunu ASALA-PKK Ortak Eylem Beyannamesi izlemiştir. PKK temsilcisi KDP ile aralarında benzerlik olmadığını amaçlarının Türk Kürdistan’ının bağımsızlığını sağlamak olduğunu belirtmiştir. Kurulacak devlet Ermeni-Kürt Federe Devleti olacak, D.Anadolu devletin Ermeni sektöründe, Güneydoğu Anadolu ise Kürt sektöründe kalacaktır.
Paris Barış Konferansında bile uzlaşı sağlayamamış 2 grup için ABD ve İngiltere bu sınırlar üzerinde çoktan anlaşmıştır. Trabzon ve Erzurum’u içine alan bir Ermenistan’ı ABD himaye edecek, Mardin, Diyarbakır, Van, Bitlis’i içine alan Kürt Devletini İngiltere himaye edecektir. Varılamayan uzlaşma bu defa 1980’de Sidon’da ASALA-PKK, 1981’de Londra’da Kürt ve Ermeni öğrenciler arasında gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. 1982’de Batılı istihbarat örgütlerine göre ASALA ve Kürt eylemciler Türkiye’yi Balkanlaştırmak istemektedir.
1850’lerde oluşturulan yapay sorun bugün 17 ülke parlamentosunda kabul görünce, planlı kampanyanın başarıya ulaştığı görülecektir. Ermeni ve Kürt sorunları Osmanlı’dan sonra bu defa Türkiye’nin önüne nihai hesaplaşma olarak sürülmektedir. Yeni Dünya Düzeni, doğal kaynakları zengin ülkeleri bağımlılaştırarak, gereğinde parçalara ayırarak, bu da olmazsa iç sorunlarına tutsak edip önüne çıkan her devleti ve milleti ezerek yolculuğunu sürdürmektedir. Soğuk savaş yıllarının Sovyet yayılmacı politikasında bariyer görevi alan Türkiye, bu sefer Batı’nın Doğu’ya yayılmasında bir köprü işlevine dönüşmüştür. Ortadoğu, Kafkaslar ve Orta Asya’da zengin enerji kaynaklarına uzanan yolun başında köprü kimliği taşıyan Türkiye, bu bölgeleri etki ve egemenliğine almak isteyen güçlerin ilgi odağıdır.
Türkiye’nin konumu ABD’nin SSCB ile ilişkilerinden çok petrol alanlarının denetlenmesinden kaynaklanmaktadır. ABD, petrol alanlarına köprübaşı oluşturmak için Mısır ve Suudi Arabistan dışında bölgede bir müttefik aramaktadır. Türkiye’nin bilinen ekonomik güçlükleri bir krize dönüştürülerek ve özellikle Doğu’daki bölücü eylemlerin boyutları genişletilerek dış politikada kesin seçim yapmaya zorlanmaktadır.
Anarşi ve terörün yaygınlaştırılması, toplumun değer yargıları ile algılamalarını değiştirmeye yönelik tehditler koyup bireylerin tedirgin edilmesi, zihinsel ve fiziksel bir kargaşanın egemen olmasını sağlayarak kurtarıcılara zemin hazırlanmaktadır. Doğru ve yanlışların yer değiştirmesine seyirci kalınarak kargaşanın toplumu etki ve egemenliğine almasına yardımcı olunmaktadır.




Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
DESPEDİDA25 31.07.2013
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Bu kitapla bir kez daha gördük ki Ermeni meselesinin bu kadar gündeme gelmesi ve dallanıp budaklanması tamamen bizim hatamız. Tıpkı PKK'yı bir kaç çapulcu olarak niteleyip bugünlere taşımamız gibi. Mutlaka okuyun ve okutturun bu kitabı.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
chiroptera__ 13.01.2013
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Emperyalist devletler tarafından sürekli gündeme getirilen Ermeni Soykırımı iddiasının nasıl kocaman bir yalan olduğunu belgeleriyle anlatan güzel bir çalışma olmuş.1915 yılında Osmanlı Devleti topraklarında 1,5 milyon Ermeni yaşamadığı halde nasıl olur da 1,5 milyon Ermeni soykırıma uğradığı denilebilir?Osmanlı ağır savaş koşullarında mücadele ederken isyan eden Ermenileri göç ettirmeye mecbur kalmıştır.Osmanlı zamanında Ermenilerin Anadolu'da köyleri yakıp yağmaladıkları,masum insanları çoluk çocuk demeden öldürdükleri,yakın tarihimizde ise Türk diplomatlara yapılan suikastlar unutulmamalıdır. Ayrıca ortak eylem bildirisi yayınlayan terör örgütleri ASALA ve PKK' nın ilişkisinin de anlatıldığı kitabın okunmasında fayda var.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (19)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Nail Akgül 30.11.2011
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
İYİ BİR KAYNAK OLABİLİR
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
lamu 16.08.2008
Kitapta eski bir diplomatımız asalayı anlatmış.Yazarın üniter devlet anlayışını niye bu kadar savunduğunu anlayamadım.Senin uzmanı olduğun şey(terör)zaten bu anlayıştan çıkıyor.Açıkçası kitap asalayı detaylı olarak anlatmış ama yazarın düşünce yapısını beğenmedim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla