Kitabın insana kattığı birçok değer ve fikrin yanında en çarpıcı tarafın, yıllardır ülkemize (bizzat kendi içimizden) yapılan küçük kötülüklerin aslında çok büyük bir kötülüğün parçaları olduğunu açıkça gösteriyor olmasıdır. ''Kötü niyetli hiçbir yönetim asla düşünen insanlardan oluşan bir topluluk istemez. Aksine düşünmemeleri üzerine politikalar uygulayıp cahilleştirirler. Zira düşünen insanlardan oluşan bir toplumu sömüremez onlara zarar veremezsiniz.'' Bir de bu zihniyetin yanında; ''Ben, bu kadar yıllık yüksek öğrenim gördükten, sosyal ve uygar hayatı inceledikten sonra neden halk seviyesine ineyim? Onları kendi seviyeme çıkarırım.'' diyen bir akıl vardı; kapalı gözler açılsın, düşünsünler, aldatılmasınlar diye.. Ne yazık ki ders alınacak o kadar çok deneyim yaşadık ki fakat maalesef ders almak için de ''düşünebilmek'' gerekiyor..