Kainatça Tanınmış Türk Şiir Kralı & Florinalı Nazım ve Şaşalı Edebi Hayatı Hakkındaki Yorumlar

kıyıda kalmış bir şairin hikayesi... ibnülemin,florinalı için her gün bana geleceğine bir gün kendine gel demiş!!!

Okunması gereken mükemmel bir biyografi, tavsiye ederim.

Edebiyatımızda biyografi alanındaki en başarılı eserlerden birisi çünkü, klasik biyografi eserleri gibi salt bilgi aktarmıyor, kendini okutan akıcı bir üslupla yazılmış. ara ara muhabbet tadı bile veriyor. o dönemin ünlü edebiyatçılarının birbirleriyle nasıl samimi ilişkiler kurduğuna ve aralarındaki muhabbetlere bu kitapta yer verilmiş.Abdülhak Hamit, Tevfik Fikret, Peyami Safa, Süleyman Nazif, Samipaşazade Sezai ve İbnülemin bunlardan bikaçı...
"HER DAKİKA BANA GELMEKTEN iSE YILDA BİR KENDİNE GELSEN NE OLUR." :) <İbnülemin'in Florinalıya hitaben söylediği mısralar...

Beşir ayvazoğlundan başarılı bir eser daha... Florinalı nazım gibi kuytuda köşede kalmış bir kişiliği gayet güzel ortaya çıkarmış.ayrıca eğlenceli bir kitap olduğunu düşünüyorum.Kitabın sonundaki ekler de bu çalışmasına ne kadar emek verdiğinin bir kanıtıdır. Genelde biyografik eserlere pek sıcak bakılmaz ancak Ayvazoğlu'nun bakışı benim de ısınmama yardımcı oldu.

Florinalı yoluyla günümüz şiir piyasasının da bir eleştirisidir aynı zamanda bu kitap. Kendi kendini kainat şairi ilan eden birinin dramı ya da gülünç durumu. Şiir adına ilginç bir inceleme. Okunabilir.

Beşir Ayvazoğlunun ifadesiyle: "Şiir tarihimizin en büyük şakası".Kendini Abdülhak Hâmid’in “hayrülhalefi" olarak gören, hatta Abdülhak Hamidin eşinin ölümü üzerine Makber adlı şiiri yazması gibi kendi eşinin vefatı üzerine "zeyl-i makber"(makberin eki/tamamlayıcısı) adlı bir şiir yazan. Dönemin gazetelerine kendi şiirlerini seri ilanlar sayfasında tüm emekli ikramiyesini buna harcamak parasına yayınlatan, ömrünü döneminin şairlerinin ayak işleri sayılabilecek işlere adayıp onlardan aldığı kısa mektupları dahi bir övünç kaynağı olarak alıp kendi parasıyla bastırdığı şiir kitaplarının en başına koyan; o dönem gazetecilerinin hakkındaki insafsız eleştirilerinin sebibini soran muzip bir muhabire ise:“Vallahi azizim, ben hilkaten mütevazıım. Aleyhimde yazan muharrirler olmasaydı mahviyetkâr kalacak ve âciz benliğimi meydana koyamayacaktım. Gazetecilerin mütemadi hücumu benim için bir lütf-ı İlahi olmuştur. Şimdi garip görünen cüretlerimi onlar temin ettiler. Onların beni hırpalayan, kamçılayan yazıları olmasaydı, bugün meçhul bir şahsiyet olarak kalacaktım!” diyen Türk Şiir Tarihinin gördüğü en renkli adam hakkında biyografi olma iddiasında olmayan bir anlatı. Son derece eğlenceli bir kitap..

Yeteneğinin (ya da yeteneksizliğinin) sınırını bilemeyen, bulunduğu nokta ile ulaşmak istediği nokta arasında derin bir uçurum bulunan F. Nazım'ın hikayesini içine mizahı da ekleyerek anlatmış yazar. Okurken eğlenebiliyorsunuz. Ancak içimizdeki ve çevremizdeki Florinalıları düşünmeye başlayınca işin eğlence kısmı bitiyor.

Kitabı okudukça şair ruhunuza sinsize gizlenen, içinizde beslediğiniz F.NAzım'ı keşfedecek, hem kitaba hem kendize daha çok güleceksiniz...