Büyük bir şairin (ki, merhumun lakabı Âkif-i Sânî idi, Yani İkinci Âkif) ve mütekekkirin; hakiki bir mücahidin, Ümmet-i Muhammed için, özellikle de Müslüman Türk gençliğinin şuurlanması ve hakiki îmâna sahib olmaları için akıttığı kanlı gözyaşlarına şahid olup onunla birlikte ağlamak, cem'iyyetimizin tüm ferdleri için farz-ı ayn mesabesindedir desek abartmış olmayız, zira bu eserin her bir satırı çerçeve edilip duvara asılacak mahiyettedir. Roman kategorisine alınmış olan bu eser, roman değil, hayatın ta kendisidir. Cennetmekân Ali Ulvi Kurucu'nun, yakın tarihimizde yaramızı deşen ve bizi bizden uzaklaştıran neredeyse bütün konulara değinmesi, bu eserin en can alıcı noktalarından birisidir. Taze dimağlara, ilkokullarda ders kitabı olarak okutulsa sezadır vesselâm...