Önsözün ardından tariflerle birlikte yer alan yazıları okumaya başladım. O yemek anlatımlarından sonra 59. sayfada yer alan, “sonuç resimde gördüğünüz gibi oldu” ifadesiyle bilgisayarımda DVD de yer alan yazarın kendi çekmiş olduğu o yemek fotoğraflarına, hatta bu fotoğrafları uygun ışık için bazen sabahın erken saatlerinde ev halkının da şahit olmak durumunda olduğu akşam sunulabilecek soğanlı yemek kokusunu paylaşmasına, baktığınızda sanki hiç gitmemiş olduğunuz bir sanat müzesinde bir sanatçının eserleri ile karşı karşıya kaldığınızı anlıyorsunuz. Kitap fotoğrafları ile birlikte fonda DVD’de çalan müzik, o yemekler ve Dünya görüşü ile yazarın sizi aldığı çerçeve, bir kimsenin ip yerine, düşüncelerle işlediği dantele, sanat eserine, aslında yenilir yutulur bir sanata tanıklık ettiriyor