Kitabın ele aldığı esas ana karakter Susannah bir yahudi ailesinde el bebek, gül bebek büyütülen bir kız. Amerikadan gelen akrabasının evlerine yerleşmesiyle giderek ona aşık olmaya başlar, misafir adlandırdığı kuzeni kendisine duyulan bu aşkı sonradan farkeder, ama tam bu aşk filizlenecekken Susannahın annesi Ada duruma el koyar, misafiri evden gönderir ve misafir nereye gittiğine dair tek bir iz bile bırakmadan çekip gitmeye mecbur bırakılır. Bana kalırsa asıl hikaye bundan sonra başlar. Psikolojik açıdan zaten problemli bir kız olan Susannah daha da dibe çöker. İşte burada bu olayın yaşandığı toplumsal fark ortaya çıkar. Yalnız annesi, annesinin arkadaşları, hiç bıkmadan kıza gösterdikleri hoşgörü ve merhametle yaralarının sarılmasına yardımcı olurlar. Benzer bir hikaye bizim toplumumuzda yaşansaydı o kızın hali nasıl olurdu diye kitap sonda insanı düşündürüyor. Kadın hakları, topsumsal değerlere hitaben kitabı kesinlikle çok faydalı buldum.