Kavukçu’nun beşinci durağı Dört Duvar Beş Pencere. 1999’da basılan kitapta on iki öykü var. Özellikle Dört Duvar Beş Pencere öyküsü üzerinde durulmayı hak eden bir metin. Uzun bir öykü. Alt başlıkları var. Çocuk, dedesi, dayısı Tahsin, sonra başka birisi sırasıyla anlatıyorlar öyküyü. Dede ölmüş. Dükkanı meyhaneye (tabut)döner. Tahsin ölür, babasının mezarına gömerler. Sonra Ağır Abi, Tahsin’i anlatır, Kirpi’yi. Bu kitapta da esasında taşra var. Onların yalın hayatlarını, sudan bahanelerini, gırgırlarını capcanlı bir tarzla ve doğallığıyla ele alır. Yer yer argolu, içkili bir dünya.
Dört Duvar Beş Pencere’nin ortadan itibaren diğer öyküleri daha çok bireyselliği öne alan, yer yer kent insanını konu edinen öykülerden oluşmaktadır.