Okuduğum yüzlerce, belki binlerce dedektif hikayesinin içinde yer alan kahramanların içerisinde belki de en abartısızı en gerçekçisidir Remzi Ünal... hayata karşı, kendine karşı her zaman alaycı bir bakışa sahiptir.Akışa bırakır kendini derin heyecanları ve hezeyanları yoktur.Hayatta çuvallamış,alkol tutkusu yüzünden işten atılmış ama bunu bile fazlaca dert edinmemiştir kendine.Yaşam bir şekilde devam etmektedir ve bu esnada o çok da zorlanmadan en faili meçhul cinayetlerin faillerini bulmaktadır.duzensiz beslenir, tipik bir apartmanda oturur. iş geldigi zaman da taksilere yuklu paralar harcayarak istanbul un altini ustune getirir. akmerkez, taksim, gecekondu mahalleleri, hisarustu, her bi yeri dolasir, buralarda iz surer...Bol sigara içer,sadece hazır yemekler yer...Kadınla kızla işi olmaz,ailesinden pek bahsetmekten hoşlanmaz vs vs..
Yani Remzi Ünal tam da bize yakışan fazlasıyla bizden bir Türk dedektifidir...
Kramponlu Ceset onun diğer CESET SERİLERİNİN en zevk aldığım kitaplarından biri oldu diyebilirim.Hikayenin içine kolayca girebilmenizin yanında ilginç sonucu/sonu ile yine yazar Celil Oker sizi fazlasıyla şaşırttacak mutlaka...