Gölgesizler Hakkındaki Yorumlar

econozzy 10.10.2001
Gölgesizler”, gerçeküstücü anlatım tarzıyla, düşle gerçeğin birbirine karışmasıyla, sonuç veren büyüleriyle ve fantazyanın gerçek hayatla kurulan ilişkisiyle, Latin Amerika romanına, ya da Salman Rushdie’nin “Geceyarısı Çocuklarına” oldukça benziyor. Sanki bir rüyasını anlatıyor Hasan Ali Toptaş. Anadolu’nun bir köyünde aniden kaybolan bir adamın, Cıngıl Nuri’nin ne olduğu sorusu yanıt bulmadan, köyün güzel kızı Güvercin buharlaşıyor bu kez. Meseleyi çözmeye çalışan ve kente giden muhtardan da bir haber alınamıyor. Cıngıl Nuri yarım aklıyla dönüyor köye, Güvercin ise hamile olarak. Muhtar köy odasında kendini asmış bir halde bulunuyor. İlk bakışta meraklı bir hikaye gibi görünürken, anlatılanların pek önemli olmadığını, her şeyin kısa bir zaman aralığında yaşandığını fark ediyoruz. Romanın bitiminde her şeyin bir rüya olduğunu düşünsek bile, bir sonu da yok aslında öykünün; tıpkı hayatın kendisi gibi...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (6)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla