Kendi yüzlerinden kaçmaya çalışan bir adam en sonunda köşeye sıkışıp yakalanıyor. İstese de iyilik ve kötülük birbirinden ayrı var olamıyor.
Wilde müthiş bir gözlemci.
Resmini yapan ressam kahramana aşık oluyor. Ve tüm duygularını o resime aktarıyor. Çırılçıplak kalıyor adeta. İlk önce sergilemekten çekiniyor. Ve sonra bunu insanlara sunduğunda kendi yapıtının bir bebek gibi ayrı bir hayati var oluşu ve ömrü olduğunu görüyor.
Ve örtündüğünü.
Bu beni çok düşündürmüştür.
Kitapta bunun gibi sevdiğim altını çizdiğim pek çok nokta olmuştu.