Lataros Değirmeni’nde Üç Dakika
Daha önce herhangi bir eserini okumadığım Hasan Özkılıç’ın Lataros Değirmeni’nde Üç Dakika isimli eseri 2011 yılında çıkan öykü kitapları içerisinde en çok beğendiğim üç beş kitaptan biri oldu. Can’dan çıkan yüz otuz dört sayfalık kitapta birbirinden etkileyici dokuz öykü var. Özkılıç’ın öyküleri etkileyici ve içten yazılmış. Öyküler okuyucuyu daha ilk satırlardan itibaren kendi evrenine çekiyor. Farklı bir coğrafyanın insanları, kültürü, günlük yaşamı, çatışmaları ve aşklarını okuduğumuz Lataros Değirmeni’nde Üç Dakika’da yöresel söyleyişlere yer verilmiş satır aralarında. Kars-Iğdır yöresinin masal ve halk hikâyelerinin de beslediği öykülerde dil olabildiğince sade, yalın ve akıcı.
Çoğu birinci ağızdan verilen öykülerde babası bir güzelin/uğraşın peşinden giden çocukların derinden duydukları özlemleri, temiz dünyaları ve hayalleri verilmiştir Saba Gülistan’a Gelmez mi, Dünyanın En Güzel Gözleri, Hayalci ve Nehrin Kıyısında öykülerinde. Lataros Değirmeninde Üç Dakika ve Yürek Kaşıntısı kitaptaki diğerlerine nazaran uzun olan öykülerdir ve aşk teması işlenmiştir. Kimi öykülerde yer yer siyasal gönderme olduğu da dikkatlerden kaçmıyor. Ancak bunlar daha çok halin gözlenmesi ve resmedilmesi şeklinde olup slogana dönüşmemiştir.