Yakın bir tarihte, Marmara depreminin hemen ardındaki
endişeli günlerde geçiyor öykü. İşleri hiç bir zaman yolunda
gitmeyen özel detektifimiz, Mi-Ya menkul değerlerin patronu Süha
Zengin’den aldığı bir telefonla yola koyulur. Süha Zengin,
şirketinde çalışan bir bayan elemanın hafta sonunu nasıl
geçirdiğini öğrenmek istemektedir. Görünüşte Remzi Ünal için
çocuk oyuncağıdır bu görev. Ne var ki, Zeynep Kadı, sabahın
erken bir saatinde köpeğini gezdirirken sokak ortasında
uğradığı silahlı saldırı sonucu ölür. Remzi Ünal, yalnızca
kendisine verilen işi düşünen bir profesyonel değildir. Kendine
göre kuralları ve ahlakı olan inatçı bir kişiliği vardır;
tıpkı ataları Sam Spade veya Philip Marlow gibi... Böylelikle
katilin bulunmasına kadar uzayan kovalamaca başlar ve kötü
adamlar, aldatılan eş, bir başka özel detektif, maktulün yakın
dostu genç bayan psikolog, sekreter kadın, öyküyü zenginleştiren
diğer karakterler olarak sık sık rol çalarlar birbirlerinden;
Celil Oker, yerinde şaşırtmacalarla merak duygumuzu sürekli
tutmayı başarır.