Konuşmadan anlatan insanlarımız vardı bizim: Mütebessim, mütevazi, mücadeleci, donanımlı, imanlı, kararlı... Celal Hoca o ender insanlarımızdandı; iyi atlara binip giden, ardında bize muazzam bir hayat bırakan insanlardan. ‘Hoca’ olan, hoca olmanın ağırlığını omuzlarında hisseden ve hocalığın hakkını bihakkın eda eden bir ‘Hocaydı’ Celal Hoca. Asil bir neslin bakiyesi, nesl-i cedidin öncülerindendi Celal Hoca. Kan kusturulan, kan kusan, fakat tomurcukların neşv ü nema bulması için her gün,’ kızılcık şerbeti içtim’ deyip yeniden, yeniden ve hiçbir zaman zorluklara yenilmeden önce mücahedeye, sonra mücadeleye koşan bir Hocaydı, Celal Hoca. Celal Hoca okunmalı; sadece okunmamalı; anlaşılmalı, yaşanmalı ve anlatılmalı. Hiçbir zaman unutulmamalı Celal Hocalar. Unutmak yenilmektir; yenilmemek için okumalı; yenilenmek için okumalı. ‘Dirilmek için yeniden’ okumalı.