Kambur Hakkındaki Yorumlar

Onaylı Yorum Bu yorum, Onaylı Yorumcu tarafından yazılmıştır.
Kambur
Tosuner'in tamamen kapalı metinlerinden, hikâyelerinden erken dönem diyebileceklerimiz. Tosuner'in anlatısı topluma yabancılaşan herkese bir yüzleşme şansı sunuyor. Herkesin kamburu kendine, illa fiziksel bir durum olmasına gerek yok. Sırtınızda, göğsünüzde, içinizde bir yerlerde bir kambur mu hissediyorsunuz, o zaman yeraltının gerçek kahramanlarından Tosuner'in kalemisiniz.
Kambur'un bunaltısıyla Sancı.. Sancı...'nınki bir değil, bir bakış açısı farkı var, ilkinde tamamen içe dönük ve umutsuz bir yaklaşım varken ikincisinde değerinin farkına varmış bir karakter görüyoruz diyecektim ki röportajı okurken Tosuner'in bundan bahsettiğini fark ettim. Gerçekten öyleymiş.

Asım Bezirci'nin neden hep kendini yazdığı sorusuna Tosuner'in cevabına link vasıtasıyla ulaşabilirsiniz, ben küçük bir bölümünü alacağım: "Öncesinde bir şeyler yazıyordum ama derdim neydi, kimse anlamıyordu. Toplumcular yeteri kadar solcu bulmuyordu beni, varoluşçular da altyapı olarak yetersiz buluyordu. Ben bireyciydim, ama benim bireyci olmak için Sartre falan okumama gerek yoktu. Yeteri kadar bireyci olmaya hakkım vardı benim zaten, bu toplumda yaşıyor olmaktan dolayı."

Vurgun adlı hikâyede anlatıcının benzer bir soruya cevabı: "'Bu herkesin öyle kolay kolay yapamadığı bir bencilliktir,' diyorum. 'İçtenlikle sergilersin her şeyini. Sonra bunları sana karşı kullanırlar. Acı veren bir bencilliktir, bencillikse...'" (s. 186)
On dört hikâye var, çoğunun mevzusu benzer. Topluma, insanlara ve kadınlara duyulan güvensizlik, korku. Bir de sosyalliğin azaldığı yerde iç monolog coşması. Aileyle kurulan ilişki, memurluktan dolayı devletle kurulan ilişki, birçok cephede savaşan bir ruhun yalnızlığı. Buna benzer işler.

İki Gün: Görüldüğü üzere ödüllü. Karşı komşunun besleme kızını isteyip istememekle ilgili durumlar var. Anlatıcı için sıkıntı, çaresizlik, insanların değişmezliği kişisel bir felaket, bu yüzden hiçbir şeyden emin olamayan, şüphecilikte adeta çığır açan bir kahraman mevcut. "Kaçmak... Gizlenmek... Sığıntı... Ben işte... Yaşamak!" (s. 21) Zaten tedirginliklerle dolu düşler kuran, bir bacağı diğerinden birkaç santim daha kısa olan bir adam için umutlanmamak olmuyor yine de. Belki de bir arkadaşıyla konuşurken Sait Faik için söylediği insanı her yönüyle ele alması olayında bir Sait Faik karakteri olarak görmüştür, görüyordur kendini; onca yabancılaşmaya rağmen hâlâ tam olarak kopamaması ve hayal etmekten vazgeçememesi.

Hayallerinin yıkılması pek uzun sürmüyor. Akşam oluyor ve her şey, olanca haliyle devam ediyor.

Pastırmalı Yumurtanın Çokça Dokunduğu Gecenin Hikâyesi: Bir kodaman taşlaması, kolsuzlukla beraber. Bireycilikle birlikte sistem eleştirisi.

Kambur: Tosuner'in kamburuna söz hakkı tanıdığı bir hikâye. Anlatıcı herkesin dilinde, Meliha'yı seviyor. Meliha terslerse? Ah ulan şu kambur. Derken konuşma başlıyor. Kambur itilmiş hep, hor görülmüş. Oysa biri koymuş onu oraya, kendisinin de haberi yok. Genelevde kendisine dokunan bir kadının taşıyıcısınca azarlanmasına çok üzülüyor. Yapacak bir şey yok.

Pencereler: Belki de kadın-kambur ilişkisinin en yoğun olduğu hikâye bu. Kambur şehri gezerken, düşünürken, yerken, uyurken aklında hep o kadın var. Bu birinci pencere. İkinci pencerede kadın var ve kamburun kendisini sevmesini, hatta birini sevebilme yetisini aşağılıyor. Kambur eksik, kambur yarım, kambur gözden uzakta olmalı.

Tosuner'in kamburuyla konuştuğu, Sait Faik'liğe öykündüğü ve daha birçok mevzunun geçtiği on bir hikâye daha var. Pek güzel, pek hoş.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
KY-850437
11.09.2021
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Enteresan bir tarzı var yazarın dikkat hep tetikte..
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
filiz016
27.11.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Yaşarken kıymeti pek bilinmeyen ustalardan.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Hilal Özdemir
29.04.2019
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Dokunaklı çaresizlik sarmalında öyküler..bir süre sonra öyküler birbirini tekrar ediyor hissine kapılıyorsunuz. Kitabın sonuna doğru çok boğuldum açıkcası...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
emrah çelik
17.03.2018
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
üslubu son derece iyiydi, necati tosuner sade ve etkili bir dille güzel bir eser ortaya çıkarmış.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Furkan Gürsoy
12.03.2018
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Necati Tosuner kıymeti az bilinen yazarlardan. Muhteşem bir eser...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
rüyasu 06.12.2013
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Muazzam bir eser. Necati Tosuner, bedeninde taşıdığı kusurlar ile hayata tutunmaya çalışan bireylerin iç dünyasına götürüyor okuyucu. Öyle cümleler karşımıza çıkıyor ki, insanın direkt kalbine dokunuyor. Sade, akıcı ve derinliği olan bir üslup. Okunması gerekir.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (21)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
SEVDAĞ
31.12.2023
Yazarımızın gerçek adı Osman Necati Tosuner’dir. Kalabalık bir ailede büyümüştür. Bilindiği kadarıyla dört yaşındayken , tavana asılı bir salıncaktan düşmüş ve kaza sonucunda sırtında bir kambur oluşmuştur. Muhakkak geçirdiği bu sancılı süreç hayatını çok derinden etkilemiştir. Ki benim okuduğum kitabı #kambur belkide bu sancıların sonunda doğmuştur.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla