Engizisyonun adamları onu yakalamak için gelmeden önce yuvası gibi gördüğü manastıra veda ederek kaçan Bruno, kilisesinden aforoz edilen, bütün hayatını sürgünde yaşamak zorunda olan bir sapkın artık!
İnsanı Tanrı ile aynı konuma getirecek bilgileri içeren gizemli bir elyazmasının peşinde olan Bruno, bir sonraki durağı olan Oxford'da kendisini peş peşe işlenen cinayetlerin ortasında bulacağını bilmiyor... Ve "aşk"a olan sadakatinin sınanacağını...
Olayın içine öyle bir dalıyorsunuz ki, 16 yüzyılın Oxford Üniversitesi'nin kütüphanesinddeki kitapların tozunu dahi hissediyorsunuz. Akıcı bir kitap ve güçlü bir anlatım söz konusu.