Biyografi okumayı seviyorum.Çünkü öyle yaşamlar var ki;insanı cuş-u huruşa getiriyor, "öyleyse ben de yapabilirim dedirtiyor",kendi kısır dünyamızdan farklı, yepyeni pencereler açıyor.Yürünecek veya yürünmeyecek yolları gösteriyor.Değerli insanların yaşam tecrübeleri de öyle değerli ki.
Bu kitap Erdem Bayazıt'ın şahsında diğer güzel adamların yaşamlarına da ışık tutmuş.Cahit Zarifoğlu,Sezai Karakoç,Rasim-Alaaddin Özdenören,Nuri Pakdil,Necip Fazıl...vs.
Ve yine sol camianın kendi görüşünde olmayan edebiyatçıları nasıl yok saydıklarını da müşahade ediyoruz.Neler yaşanmış bu memlekette.Şimdi, memleket elden gidiyor çığırtkanlığı yapanlar yakın tarihimizi ne çabuk ta unutmuşlar.(Kesinlikle şu anda herşey günlük gülistanlık demiyorum.)
Kitaptan kısa,beni gülümseten bir anektot aktarmak istiyorum.
"...1966 yılında İstanbul'da Genç Şairler Toplantısı düzenlenir.Burada konuşma yapmak üzere "ötekiler"den sadece Cahit Zarifoğlu'nu çağırırlar.....Toplantıdan sonra yanlarına tanıdık tanımadık bir kaç kişi tebrik için gelir.Çünkü orada tek özgün konuşma kendisinin yaptığı konuşmadır.Söylenmeyeni söyler.Solculuk,batıcılık,gelenekten yararlanma,sanat,edebiyat derken dile getirdiği görüşler adamların ezberini bozar......bir müddet sonra yanlarına İsmet Özel gelir.Sol camia arasında yıldızı her geçen gün parlayan bir şair olan İsmet Özel,Cahit Zarifoğlu'nun gözlerine bakarak:
-"Tebrik ederim,toplantının yıldızıydınız"der.O da teşekkür ederek mukabelede bulunur.Arkasından da :
-"Bizim safımızda olmanızı isterdim" diye sözüne devam eder.
-"Allah korusun!" der Zarifoğlu. Bu arada İsmet Özel'in yanında nursuz bir yüz belirerek parazit yapar:
-"Ne karışır" der haşa.Cahit Zarifoğlu bu nursuz adamın yüzüne bakarak,sen de kim oluyorsun be adam dercesine ,vurgulu bir ses tonuyla son noktayı koyar:
-"Sadece O karışır"........"