Ağaoğlu o dönemde dönen dolaplardan, yapılan talandan,rüşvetten vs..kirli işlerden nefretle ve şiddetle bahsediyor ama bunun belgeleri falan yok ortada. yazar zaten araştırmacı gazetecilik
iddiasında değil.sadece Atatürk’ün ülkeye getirmek istediği demokrasi ortamının başarısızlıkla sonuçlanmasını anlatıyor.İktidardakiler, halkın kurulan yeni partiyi büyük bir aşkla,şevkle kucaklamalarından korkunç rahatsız oluyor.ve olanlar oluyor.neler oluyor,neler. yazar buzdağının üstünü anlatıyor.çekişmeleri,didişmeleri…Az şey mi?değil elbet.
Ama kafanızı meşgul eden bir sürü soru!memleketi daha da kötüye götüren neler yapıldı,onlar kimlerdi?bunlar araştırmacaların işi.yazar ,sadece başlarından geçen scf ‘nin 100 günlük fırtınalı macerasını anlatıyor.sonuç : elbet hüsran.scf den diğer arkadaşları gibi 100 günün sonunda bir köşeye fırlatılıp atılmış.ölümüne kadar kıt kanaat yaşamak zorunda bırakılmış. insanın aklına ister istemez şu soru geliyor kitap bitince.scf kurucularından olmaya mecbur edilmeseydi ,yine o meşhur toplantıların müdavimlerinden biri olsaydı , tek parti dönemini böylesine topa tutar mıydı?o döneme merak duyanlar alıp okuyabilir.aman mutlaka okuyun,diyemem.