Aytmatov, 'Gün Uzar Yüzyıl Olur' adlı romanında çağın -dahası sosyalist dünyanın- emekçi insanı nasıl olmalıdır savını ortaya atıyor. Aynı zamanda geleceğin toplumuna ilişkin düşüncelerini de sergiliyor. Bir anlamda, özlü de olsa bir ütopya çiziyor. Hem efsanelerin hem bilim - kurgu öğelerin anlatı katmanlarında birlikte yer verildiği roman, Sarı Özek bozkırındaki bir istasyonda, Boranlı Durağı'nda geçen bir günü anlatır. Ancak, gün uzar yüzyıl olur.
Romanın ana ekseninde anlatıcının aktardığı Yedigey'in ve cenaze alayının öyküsünü buluruz. Öte yandan, anlatıcının ağızından olay örgüsü, gerek geçmişe dönülerek, gerek bilimkurgu öğelerden yararlanak bir anlamda geleceğe giderek gelişir. Aynı zamanda, gelenek /görenek ile günün koşulları arasındaki çatışmayı, Stalin yönetiminin eleştirisini, hoşgörüsüzlük ve katı politikalardan dolayı insanların içine düştüğü kötü durumları ve acıları, yeni bir toplumda bilimsel gelişmenin kazanımlarını da buluruz.