Hoca'nın hayatından hem Türkiye'nin hem akademinin hem de sanat ve koruma anlayışımızın, daha doğrusu anlayışsızlığımızın yakın tarihini ve içler acısı halini okumak büyük ve acı bir tecrübe. Hoca'nın devlete ve akademiye neden kırgın olduğunu okuyunca ister istemez üzülüyorsunuz. Bu ülke ne zaman kelimenin tam manasıyla okumuş yazmış insanlarına değer verecek, merakla bekliyoruz. Bu vesileyle "okumuş" dediğimiz insanların da kendilerini, menfaatlerini ilgilendiren alanlarda cahillere nasıl taş çıkarttıklarını öğrenince pek de şaşırmıyosunuz. Çünkü burası Semavi Eyice gibi bir otoritenin -Halil İnalcık'la birlikte- Türk Tarih Kurumu'ndan iki defa üyelikten çıkartıldığı bir ülke.