Afrika’da geçen tam bir sürükleyici macera romanı. Kitabı okudukça korkunun mantığının olmadığını öğreniyorsunuz. “Daha çok çalış, herkesten daha çabuk daha iyi yapmalısın, yoksa gülerler sana. Hiçbir zaman başarısız olmamalısın! Olmamalısın!” diyen korku. Kitapta adı geçen karakterlerin bir kısmında giriştikleri her işte ayrılmaz eşi ve ortağıdır bu duygu… Macera deyip geçmeyiniz. Dünyada adalet diye bir şey yoktur sonucuna varılıyor. O’Flynn, Afrika’da kaçak fildişi avcılığı yapan bir hırsız ve şantajcı olabilir. Aynı zamanda eserin baş rol kahramanı. Flynn’in ölümüne bir okuyucu olarak inanmak istemdim. Kafam Flynn’in ipin ucunda sallanmasını kabul edemiyordu. Boğazında ip yarası olan, yüzü morarmış ve şişmiş bir Flynn. Pis bir battaniyeye sarılıp bir çukura sokulmuş olan Flynn. Flynn öldü ha? Hayır Flynn öldürülemezdi! Flynn’i öldüremezlerdi… Afrika’yı Afrikalılardan daha iyi bilen Wilbur Smith yine çok güçlü bir yapıt sunmuş okuyucularına…