Yüzünde Bir Yer'i Elazığ'da okumaya başlıyorsun, Elbruz dağlarının eteğine kadar iniyorsun, oradan Salem'e. Bir ara Dersim'e gidiyorsun, epey oyalanıyorsun. Hıdrellez'de ateşin üstünden atlıyorsun, başparmağında kemik olmayan birisi uzatıyor elini onunla dans ediyorsun. Bese oluyorsun bazen ya da Eliha'ya sevdiriyorsun kendini. Eliha gibi seviyorsun birini, tüm kusurlarıyla birlikte. Kitap insanı içinde yaşatıyor. Hızır hakkında daha önceden duyduğun veya ilk kez öğreneceğin hikayeleri dinliyorsun. Hızır'ı, Zükarneyn'i tanıyorsun. Sevdiğin şeylere bir isim veriyorsun, inciri tadıyorsun. Bambaşka duygular yaşatıyor sana, bir yerlerde kayboluyorsun. Ve öylece İstanbul'da bitiriyorsun sayfaları. "Ama nereye gidersen git Eliha, senin yurdun incir fidesiydi." Birbirinden bağlantısız gibi göründüğü halde tam olarak aynı puzzle'ın parçalarını oluşturan hikayeler yer alıyor Yüzünde Bir Yer'de. Altını çizmelere doyamayacağımız derin cümleleriyle sindirerek okunması gereken bir kitap.