Edebi bir ekol olarak maruf ve meşhur olan “Romantizm” bu kitapta felsefi ve siyasi bir ekol olarak inceleniyor… Aydınlanmacı akla ve onun devamı olan mekanik-analitik bakış açısına tepki olarak doğan felsefi-siyasi romantizmin Rousseau, Herder, Goethe, v.b. öncülerinin fikirleri aktarılıyor, devamında da “maskeli romantik vaizler” Marx, Weber, Nietzche’nin politik romantizmle flörtleri ve bu zevatın romantik kökleri izah edilmeye çalışılıyor… Etkileyici bir figür olan Oswald Spengler’in üzerinde önemle duruluyor… Ve politik romantizmin bireysel melankoliden kolektif isyana gidebildiği haller, mecrasından saparak Nazizme ve Faşizme dönüşebilmesi irdeleniyor…
Derleyici ve özetleyici bir doktora tezinin kitaplaştırılması olan bu çalışmadan hayli faydalandım ve Türk akademi camiasından da bu tür posası çıkmamış konularda çalışmalar gelmesine de hayli sevindim.