Kurân-ı Kerîm; kurucu metni olduğu müslüman medeniyetinin, kıyamete değin en temel referans kaynağı olmaya da devam edecek son Kelâmullah'ın adıdır. Bu saikle inzalinden bu güne pek çok ilmi çalışmanın, ya bizzat konusu olmuş ya da pek çoğuna doğrudan veya dolaylı olarak kaynaklık etmiştir. Ne var ki bu ilâhî kitap da diğer münzel kitaplar gibi muharref olduğu ya da vahiy mahsulü olamayacağı yönündeki çoğu maksatlı birçok iddiaya konu edilmiştir. Bu iddiların sahipleri ise, en iyimser ifadeyle bu sözde iddialarını ispat etmek üzere Kur'ân'ı pür tarihsel bir metin/bir materyalolarak ele almış ve bu perspektifle pek çok araştırma ve incelemenin konusu yapmışlardır. Neticede Kur'an'ın iddia ettikleri üzere ilahî olmayan ya da bir takım eksiklikleri barındıran tahrif edilmiş bir metin olduğunu ispat edememiş olsalar da, hatırı sayılır bir birikim be literatür olşturdukları vakıadır.