Geçmişinin uzağına düşen, "zamane" nin tuzağına düşer. Biz "çağdaşlık" zannettiğimiz "zamane"nin tuzağına düştük. Ne kendimizi( tabii geçmişimizle birlikte) keşfedebildik, ne başkalarını( Avrupa vs.) kavrayabildik. Ne "biz" kalabildik, ne "Avrupalı" olabildik. Hedefsizliğimiz tereddütlerimizi, tereddütlerimiz kuşkularımızı, kuşkularımız korkularımızı, korkularımız güvensizliğimizi besledi.Eser Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti'ne uzanan tarihsel süreçte farklı ve enteresan olayları hem kendi bakış açısı hem de delillendirdiği bulgular ve kişilerin eserlerinden alıntı yapan yazar güzel bir eser ortaya koymuştur. Özellikle Osmanlı döneminin özlemini çektiği anlaşılan yazarın bu özlemini son bölümde açıklıkla dile getiriyor.