Arı Kovanı Hakkındaki Yorumlar

Onaylı Yorum Bu yorum, Onaylı Yorumcu tarafından yazılmıştır.
Arı Kovanı
Herkesin herkesle dostmuş gibi olmasının bir yolu da insanların birbirlerine karşı korkunç bir kayıtsızlık içinde yaşamaları. Akrabalıkla bağlıdırlar, dostlukla bağlıdırlar, cinsellikle bağlıdırlar ama çürük, çözülebilir bağlar onları sadece bir arada tutar, derinleşmelerine izin vermez. Görünürdeki yakınlıklarının altında kaypak bir zeminden başka bir şey yoktur. Bunun farkındadırlar, yaşamak zorunda olduklarının da farkındadırlar, bu yüzden iş olsun diye yaşarlar. Güzel bir örnek; genelevin koridorlarında karşılaşan babayla kızın düşüncelerini okuyabiliriz, babası kızının söylediğine inanır ve kızın bir arkadaşını görmek için orada olduğuna inanır. Kız da babasının üfürdüklerine inanır, sunulan nedeni sorgulamadan kabul eder, o günden sonra sofralarında derin bir sessizlikten başka bir şey bulunmaz. Besin maddelerini tedarik etmek başlı başına sıkıntıdır, insanlar üçün beşin hesabını yaparlar. İç Savaş'tan sonra toplumsal dayanaklar, inançlar -artık her neyse- tepetaklak olur, karakterler -çok sayıda karakter, onlarca karakter, kameranın önünden geçen onca karakter- geçinebilmek için fahişeliğe başlar, yancılıkta ihtisas yapar, tuzu kuru tayfa da daha iyi sömürebilmek için elinden geleni ardına koymaz. İki günlük süreç bir kıyamet filmi gibi çıkar karşımıza. Madrid'in birkaç sokağı ve caddesi onca hikâyeyi birbirine bağlar ama hikâyelerin sahiplerini bağlamaz, böyle bir ortamda sağlıklı ilişkilerin gelişmesi mümkün değil.
Faşist rejim dehşet saçıyor bir yandan. Cela'nın 1965'te yazdığı giriş mahiyetindeki metne bakarsak popoyla alakalı sağlık problemlerini görürüz, Cela birkaç defa ameliyat olmuştur, fitilinin ambalajını çıkarmadığı için zamazingoyu kullanırken acı çekmemek için popo sağlığını feda etmeye niyetlenmiştir ama şapşallığı ortaya çıkınca fitil kullanımına devam etmiştir. Cela'nın poposuyla faşizm arasında ince, derin bir bağlantı vardır; rejimin yasaklamalarının ve uyguladığı sansürün acısı mabat ve makat bölgesinde yoğunlaşmaktadır. Cela bir yandan işin bu yönüne değinirken metninin basılma macerasını ve eşinin kahramanlıklarını anlatır. 1945'te yazılmaya başlanan metin 1948'de tamamlanır, 1950'ye kadar tekrar tekrar ele alınarak orasından çekilir, burasından itilir, şurasından eksilir ve her yerinden tamamlanır. Sonra ne olur, Sansür Kurulu metni kışkışlar. Cela orijinal metnin yazılı olduğu tomarı dramatik bir şekilde ateşe atar, çok sevgili eşi koşarak tomarı kurtarır ve, "Salak mısın ya sen?" der. Demez ama çok kızar, patlatır bir tane. Patlatmaz ama çimdikler belki. Ardından metin Peron'un at koşturduğu Arjantin'de basılır, oranın Sansür Kurulu da arıza çıkarır ama metin basılır. Cela'nın başına gelecekler bellidir, Madrid Basın Kurulu'ndan şutlanır, İspanyol gazetelerinde adı yasaklanır. Kendi memleketinde parya olur, dünya çapında ün kazanır. 1989'da da Nobel'i alır zaten. Sağlam bedel ödemiştir Cela, sesini yükseltip doğruları dile getirdiği için. Modernistlerin son yüzlüğünde bayrağı en önde taşıyanlardan biridir aynı zamanda. Onlarca yaşamı bir arada tutmak için yüzlerce parçalık bir anlatı çatar, anlatısına kattığı karakterler vasıtasıyla kattığı yeni karakterleri de aralara sıkıştırır, kiminin izini sürmeyi hemen bırakır, kimini kilit noktalara doğru yolculuklarına çıkarır.Bir kapak buldum, hoş. Ortadakileri adları anılıp sahneden hemen çekilen karakterler olarak düşünebilirsiniz. Sokaklarda veya mekanlarda kaybolur bunlar, olay örgüsüne etkileri yok denecek kadar azdır. Cela'nın bu insanları neden ele aldığını düşününce, eh, belki çoklama bir dünya düşünmüştü ve başka hikâyeler anlatacaktı, bu insanların ortaya çıkmaları gerekliydi yani. Başka bir sebep, ele alınanlardan başka insanların da olduğunu, odaklanılanın dışında da bir dünyanın varlığını duyurmak.

Arka kapakta "üç yüzden fazla insan" denmiş, insandan geçilmiyor gerçekten. Karakterlerin arasındaki ilişkiye dair tablo mablo var mı diye aradım biraz, bulamadım. Not almak gerekebiliyor bazen, kimin kim olduğu karışıyor. Yüzyıllık Yalnızlık'ta yeterince delirmeyen varsa bu metne meydan okuyabilir. Evet. Bütün karakterleri ele almak için sabrım yok, birkaç kişi üzerinden yürüyüp noktayı koyacağım. Neyse, Bayan Rosa'yla başlıyoruz, birilerine bağırıyor. Bayan Rosa'nın sahibi olduğu kafeye insanlar gelip gidiyor, bazılarının hayatlarına şahit olacağız. Aslında mekanlardan da bahsedilebilir; bir tanesi bu kafe. Sokaklar, tramvaylar, bir lokanta, bir kafe daha, evler. Bu kadar. Bayan Rosa'ya döneyim, huysuz ve tatsız bir kadın. Çalışanlarına kötü davranıyor, müşterilerine de bir o kadar kötü davranıyor. İyi davrandığı kimse yok. Masalarının mermerleri mezar taşlarından yapılmış, taşların üzerindeki isimler okunabiliyormuş. Manidar. Endazeyi göstermekten, kaçırmamaktan bahsediyor Bayan Rosa, yemeklerdeki malzemelerin oranlarını bağır çağır düşürüyor, içkilere musallat oluyor falan, sıkıntılı bir tip. Anlatı II. Dünya Savaşı zamanına oturtulmuş, dolayısıyla savaşla ilgili düşüncelerinden karakterler hakkında daha çok bilgi sahibi olabiliyoruz. Dükkanının kaderini Hitler'in kaderine bağlamıştır mesela Bayan Rosa, Hitler'in savaşı kazanmasını ister, haliyle "kızıllardan" nefret eder ve rencide edeceği adamı mutlaka kızıla benzetir. Fakir kızıldır, meymenetsiz kızıldır, kızıl olmayan insan az gibidir.

Meteliksiz bir şairi dükkanından atmasıyla anlatının yönünü değiştiren yine kendisi olur, adama odaklanırız bu kez. Martín Marco sözcüklerle oynar, şiirden başka pek bir şey düşünmez ve üniversite zamanlarındaki arkadaşları dahil olmak üzere hemen herkesten borç bulmaya çalışır. İşsizdir, aylak aylak dolanmaktadır. Pansiyoncu bir tanıdığının kendisine sağladığı odayı ve kadınları geri çevirmez, yaşamını bir şekilde sürdürmeye bakar. Yakınlarda gerçekleşen bir cinayetin ortaya çıkarılmasının sonucunda kendisinin önemi artacaktır, sonlarda. Bayan Leocadia'yı da anayım, kendisi kestaneci. Tramvay durağı civarında kestane satıyor, önemli karakterler mutlaka uğrayıp kestane alıyorlar kendisinden. Kimin odak noktası olacağını kestirmek güç, Cela rastgele bir yol izlendiği izlenimini yaratıp anlatısını kurmaya devam ediyor.

Zor bir biçim. Polisiyeyle dirsek teması var, bireyselliği çürüten dandik toplumsallığın eleştirisi var, faşizmi kafaya alma durumlarının yazara çıkardığı sıkıntıları zaten söyledim. Bu metin okunsa iyi olur, girift bir anlatıyı kurma biçimleri konusunda fikir verebilir, anlatılan hikâyelerin nitelikleri bu makinevari tekniğin yapaylıktan uzaklaşmasını sağladığı için o açıdan da bir gedik yok. Şahane.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla
elfialfa
27.10.2023
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Cela, kalabalık bir kadroyla anlatıyor anlatacağını. Önce dağıtıyor sonra topluyor.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
latifyuce01
20.09.2023
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Ben de zamanında tavsiye üzerine aldım. İlk başta boğdu kişiler ve ilişkiler. Ancak ilerledikçe ve ilişkiler işlendikçe daha bi akıcı ve çekici oldu.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
KY-2117081
25.06.2023
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Çok fazla karakter olduğunu biliyordum ancak bir süre sonra beni yordu. Yazar ilerleyen sayfalarda geniş zamana dönüp diyalogları aktarıyor bize, sinopsis gibi yazılmış hissi verdi bana. Arka plandaki dönemin siyasi olayların anlatıldığı bu roman, içtenlikle diyalogların olduğu bir performansa dönüyor, okunabilir bence.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Burcu Ak
08.01.2023
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Başladım ama biraz ilerlemekte zorlandım.Çok kişi var.Ama o kişilerden sıkça bahsettikçe yazar, herkes netleşecek hikaye daha keyifli olacaktır diye düşünüyorum.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Halil İbrahim Yıldız
14.08.2022
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Jaguar ile tanışıklığımızı ilerletiyoruz,Nagel'den sonra Cela'da da çok hoş işçilik var.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
AYŞEGÜL TOPCU SESLİ
22.01.2022
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Bu yılki listemde en’lerde
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
cekirgezehra
21.01.2021
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
nobel edebiyat ödüllü yazarları okumayı seviyorum bu kitap da oldukça güzel
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Yasemin Atayolu
09.12.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Cela ya uzaktan bakınca bi tereddüt etmistim ama elime alınca onlarca karakteri tek romanda anlatmayı basaran bir üstad oldugunu ve kendisinin de karakterleri gibi zorlu ispanyol döneminden zedelenmeseydi dünya capında yeteginin göz ardı edilemeyeceğini gördügüm bir kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
avecesaria
11.04.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Franco döneminin İspanyasından insanların hayatlarından kısa kesitler sunuyor roman bize. Okuması gayet keyifli fakat çok fazla karakterden bahsedildiği için isimler karışabiliyor o yüzden okurken sık sık geriye dönmeniz gerekebilir. Yazarın okuduğum ilk kitabı, genel olarak memnun kaldım diyebilirim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Elif Çiçek
25.01.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Yelpaze gibi açılan , genişleyen bir roman. Bu tarz başlangıç noktasında kalmayan yuvarlanan bir kar topu gibi büyüyen genişleyen eklenen anlatıları sevenler okusun tabi
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
asiye kaya
23.11.2018
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Sanırım çok fazla bir beklentiyle elime almış olmalıyım ki bitsin diye gün sayarak okuduğum bir kitap oldu
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
karacakitapligi
28.01.2018
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
310 sayfa boyunca karşımıza önce Bayan Rose’nin kafesi odağında çıkan tipler daha sonra Martin odağına dönüyor. Bazen kopma hissi bazen de anlamlandıramama gibi hisler yaşamak olası. Kitabın tam manasıyla bir bilinçakışı tekniğiyle yazıldığını söylemek mümkün değil. Kişiler ve olaylar birbirine bağlanarak değil çift satır bırakılan boşluklarla -ki bu boşluklar tamamen başka perdelere bizi götürüyor- verilmekte. Tiplerin yaşadığı yoksulluk, fonda devam esen ikinci dünya savaşı efekti, Madrid’in sosyolojik görüntüsü, bir köpeğin ölümünü izleyen çocuğun sevinci, çarpık insan ilişkilerinin sonuçları, küçük mutluluklar... Hepsi var kitapta. Ve evet tam bir başyapıt.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
hatchem
02.08.2017
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Uzun zamandır okuduğum en iyi kitaplardan biri, tavsiye ederim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Çok fazla ara vermeden okumaya çalışın...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla