rajediye bağlanmadan akıp giden bu yol hikayesini sevdim ben zira bir kadın ve engelli bir çocuk, trajediye çok yatkın. türkiye’de olsa zaten gölcük sınırını geçemezlerdi ya , hadi neyse. baş karekterin 11-12 dil bilemesine rağmen çocukla ortak hiç bir dilde anlaşamaması ve yeni bir yol bulma zorunluluğu ironisini çok beğendim, neticede sen ne kadar konuşursan konuş, karşı taraf ne anlarsa odur dediğin. dili akıcı, çok sıkmadı beni. izlanda’ya tatil broşürü gibi, canım çekti o çemberi yapmayı. çocuk ve kadının buluşma noktası tuhaflıkları bence. ana karekterin adını da hiç öğrememiz ilginç, anam kadınının adı yok işte