Ahmed Adnan Saygun / Doğu-Batı Arası Müzik Köprüsü Hakkındaki Yorumlar

ygunsu1 15.06.2009
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Sevgili Emre Aracı, yumuşacık anlatımıyla okuyucuyu eserine çekmeyi başarmış. Cümleler, sayfalar birbirini kovalarcasına geçip gidiyor okurken...Ülkemizin sayılı bestecilerinden olan Adnan Saygun'u tüm içtenliği ve yalınlığıyla layık olduğu şekilde anlatmayı başarmış. Eğer bir besteciyi anlamak, onun eserlerini daha iyi yorumlamak istiyorsanız bu kitap yeterli bir başvuru kaynağı olabilir.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (16)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
econozzy 11.12.2001
Emre Aracı'nın, ulusal kültürümüzün tanınmasına özen gösteren Yapı Kredi Yayınları arasında yeni çıkan 'Ahmed Adnan Saygun: Doğu - Batı Arası Müzik Köprüsü' adlı kitabı, çoksesli müzik yaşamımızda yıllarca sürüp gelen bir boşluğu dolduruyor ve Cumhuriyet ruhunun simgesi bu büyük dehamıza karşı bir türlü ödenmeyen borcu adeta bütün Türkiye adına ödüyor.
Yazar, akıcı ve sürükleyici biçemiyle Saygun'un yaşam - öyküsünü, yapıtlarının yaratılma süreçleriyle birlikte ele alıp organik bir bütünlük içinde sunmuş.
Böylece, büyük kompozitör kimliğini filozof ve bilgin özelliğiyle birleştiren; kendini beğenmekten uzak ve alçakgönüllü, ama nerde durduğunu ve ne istediğini çok iyi bilen; özeleştirisi amansız bir perfeksiyonist; öğrencilerini seven ve onlar tarafından sayılan, olgun ve örnek bir insan portresi çıkıyor karşımıza... Bütün haksızlık ve kıskançlıkları, arkasından sahnelenen kulis oyunlarını, 'istenmeyen adam' ilan edilişini,
sürekli savsaklanıp dışlanışını, sessiz bir bilge ağırbaşlılığıyla karşılayan; düşmanca saldırılara yalnızca anıtsal yapıtlar yaratarak yanıt veren; hiçbir polemiğe girmeyerek, önce kısa bir süre Bartok'la birlikte, sonra da tek başına gerçekleştirdiği etnomüzikolojik araştırmalarıyla vardığı sonuçları yazılarında ve kitaplarında açık ve toksözlü bir biçimde dile getiren; Atatürk devrimlerini ömrü boyunca ödünsüz savunan; beste çalışmalarını, su içmek ve ekmek yemek gibi, acılarını dindiren bir yaşam zorunluluğu olarak algılayan; ölüm döşediğinde bile, 'Mevlana Senfonisi'ni nasıl besteleyeceğini düşünen; köklerini Anadolu'nun her bir köşesine yaymış ve o köşelerden fışkıran kaynaklarla beslenmiş ulu bir müzik çınarının portresi...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (6)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla