Öncelikle, macera ve heyecan dozunu hiç azaltmadığı kaleminin, karakterlerdeki ince ayrımlarda yaşam bulduğunu görmek zevk veriyor. Her bir karakter için harcanan geceleri sonuna kadar hak ediyor, etrafınızda yaşayan kişiler çoğu.
Edirne altyapısı ise tüm romanın yere basmasını sağlıyor. En iyi bulduğun yanına gelirsek, dövüş anlatımı, o kadar detayı, sıkmadan, yaşatarak tasviri, hep dövüş yazma korkularımı anımsattı. Bir şeyi yapabiliyorsan sana kolay geliyordur ama yapamıyorsan, dünyanın en zor işi. Umut, bu bitmek bilmeyen –bitmesin isteyeceğiniz- kovalamaca ve karşılaşmaları çok akıcı bir dille aktarıyor.
Tek aklımda kalan, süper güçlerin nedeninin biraz havada kalması. Bunu belki okuyucuya bıraktı belki de ikinci hatta üçüncü kitaba. Fakat bu maceracı yazım zevkinin devamı olmasa da farklı bir öyküde görmeyi çok isterim.
Kalemine sağlık Umut.