Bu kitabı okurken "sanırım paralel evrende bu adam benim şimdiden elli yıl sonrada yaşayan Hollandalı modifikasyonum" diye düşünmüştüm. Sanki tam olarak istediğim şeyleri, sevdiğim üslupta ve sadece benim için yazıyordu. O kadar zevkle, o kadar gülerek ve o kadar hımhımlayarak okudum ki dünya o günlerde gözüme çok daha güzel ve adil göründü. Romanımız seksen üç yaşını biraz geçmiş bir ihtiyarın huzurevinde yazdığı günlükten oluşuyor. Groen'in ülkesiyle, dünyayla, kadınlarla, erkeklerle, süs balıklarıyla, yürüteçlerle, pörsük ruhlarla ve elbette yaşlılıkla ilgili kahkahaperver satırlarıyla dolu. Pek matrak, iğneli ve oldukça öğretici. İğneli dediğime bakmayın; rahatça, bir kadife kediyi okşarmış gibi okunuyor. "Yazarın diğer kitabını da basarlar inşallah" diyerek bitiriyor, halkımızı selamlıyorum.