Ayla'yı Dinler misiniz? Hakkındaki Yorumlar

Istanbul’da dünyaya gelen sanatçı, önce annesiyle kemana başlamış, dört yaşında Karl Berger’in öğrencisi olmuş, ilk resitalini on yaşında, Ferdi Ştatzer eşliğinde, Saray Sinemasında vermiştir. 1946-51 arasında Paris Ulusal Konservatuvarında Benedetti ve Benvenuti ile eğitim görerek keman bölümünden mezun olmuştur. 1951-1955 arasında A.B.D.’de Ivan Galamian ve Zino Francescatti ile özel olarak çalışmış, Amerika’daki ilk konserini Newark’ta, Thomas Schermann yönetimindeki orkestrayla vermiştir. Sanatçı Avrupa’daki konser kariyerine Polonya’da, Varşova Filarmoni Orkestrası eşliğinde çaldığı Glazunov’un keman konçertosuyla başlamıştır. Erduran, 1957-1958 yıllarında Moskova Konservatuvarında yirminci yüzyılın büyük virtüozu David Oistrakh ile çalışmış, 1957’deki Wieniawski yarışmasında yüz yirmi kemancı arasında ilk altıya girerek ödül kazanmıştır. 1958’de Brüksel’de Ulvi Cemal Erkin’in keman konçertosunun ilk seslendirisini, bestecisi yönetiminde gerçekleştirirken, konseri Belçika Kraliçesi Elizabeth de izlemiştir. Avrupa ve Amerika’daki konser ve resitallerinin yanısıra ilk büyük turnelerini 1961 ve 1962 yıllarında Kanada’da gerçekleştirmiş, yalnız bu turnelerde, iki yılda toplam yüz altmış konser vermiştir. 1963’te Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasıyla Ortadoğu turnesine çıkmış ve Anadolu’nun çeşitli köşelerinde konserler vermiştir. 1964’te Mithat Fenmen eşliğinde Londra’da verdiği ilk resitalinde Harriet Cohen-Olga Verney ödülüne değer bulunmuştur. 1965’te Londra Albert Hall’da Rozhdestvenski yönetiminde Brahms’ın keman konçertosunu seslendirdiği konser BBC tarafından naklen yayınlanmıştır. Bunu izleyerek BBC’de bir çok bant kaydı yapan sanatçı, aynı yıl Cenevre’de Sibelius’un 100. yılı nedeniyle düzenlenen konserde Ernest Ansermet yönetiminde Suisse Romande orkestrası ile bestecinin keman konçertosunu çalmıştır. 1968’de Verda Erman ile Afrika turnesine çıkmış, 1970’de Hollanda’da Beethoven Ödülü’nü kazanmış, 1971’de Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı olmuştur. 1973’ten 1990lara kadar İsviçre’de öğretmenlik yapmış, bir süre Lozan Konservatuvarında ustalık sınıfını çalıştırmıştır. Erduran, ikili konçertolarda Menuhin, Szeryng, Navarra, Igor Oistrakh, Valery Oistrakh, Pikaizen, Fallot, Guy, Collins, Weinberg, Rudin gibi sanatçılarla birlikte solist olmuştur. Londra Senfoni, Suisse Romande, Berlin RIAS, Çek Filarmoni gibi orkestralarla; Ernest Ansermet, Karel Ancerl, Paul Kletzki, Gennadi Rozhdetsvenski, Jean Fournet, Michel Plasson ve Armin Jordan gibi şeflerle çalmıştır. Elgar’ın keman konçertosunun Türkiye’deki ilk seslendirisini gerçekleştirmiştir. Carlos Paita yönetimindeki Londra Filarmoni Orkestrasıyla çaldığı Brahms’ın keman konçertosu LP yapılmıştır. Ayşegül Sarıca ile seslendirdiği Franck, Debussy ve Grieg’in keman-piyano sonatları UPR Classics olarak; Richard Beck ve Armin Jordan yönetiminde Suisse Romande orkestrasıyla seslendirdiği Brahms ve Bruch konçertoları Gallo CD’si olarak; arşiv kayıtlarından derlenen, Bach, Brahms, Schumann, Veracini, Beethoven, Dvorak gibi bestecileri içeren icraları, “Ayla Erduran Archive Series” başlığı altında dört CD olarak Lila Müzik tarafından piyasaya sürülmüştür. Evin İlyasoğlu tarafından kaleme alınan “Ayla’yı Dinler Misiniz?” başlıklı biyografik romanı Remzi Kitabevi tarafından 2002’de yayımlanmıştır. Sanatçı, kayıtlarında Antonio Stradivarius’un 1710 yapımı “Nelson-ex, The Roderer” kemanıyla çalmaktadır.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
cigdema 09.01.2006
Cumhuriyetle birlikte önünde özgürlük ufukları açılmış olan ama bu özgürlükleri henüz nasıl kullanacağını bilemeyen yetenekli, güzel ve hırslı bir annenin kendi yaşamak istediklerini yaşayamayıp, özlemlerini, rüyalarını kızında gerçekleştirmesi, kendini kızında yaşamasının romanı bu.
Ayla, Cumhuriyetin ilanından 11 yıl sonra dünyaya gelen bir kız çocuğunun çok özel ve özenli koşullarda kemancı olarak yetişmesini; anne Kadriye Hanım'ın, kızının en iyi hocalarla çalışmasını sağlamak uğruna kocasından dört yıl ayrı kalmayı göze almasını, zamanın en ünlü ürologlarından olan baba Dr. Behçet Sabit Erduran'ın ise bu ayrılığa neden olan kızının keman eğitimini maddi olarak desteklemek için gece gündüz çalışmasını, büyük bir içtenlikle anlatıyor bu kitapta.
Ayla'nın küçükken okula gitmediğini, kendi yaşıtlarıyla arkadaşlık etmediğini, en yakın arkadaşının, can yoldaşının hep kemanı olduğunu, neredeyse bir cam fanus içinde dış dünya ile temas etmeden, dış etkiler ile doğrudan karşılaşmadan büyüyerek genç kızlığa oldukça geç adım attığını öğreniyoruz.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
los_alamos 29.11.2005
eğer kemana ilgiliysenis bu güzel betimlemelere sahip kitap gerçekten sizi doyurabilir.
Ayla Erduran'ın hayatı, Evin İlyasoğlu gibi zeki ve sözcükleri iyi kullanan bir yazar tarfından gayet anlaşılır ve ilgi çeken bir hale gelmiş.
kemala ilgili yakın tarihi hiç bilmesem bile ve hatta Ayla Erduran ismin ilk kez duymuş olsam bile, kendini okutabilecek, okuyana birşeyler vereceğini (en azından verebileceğini) gösteren bir yapıt.
Kesinlikle!!! okumaya değer
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla