Tuhaf bir roman. Kurguya yazarın iç çatışmaları yansımış gibi. Zaten Oscar Wilde genç bir hayranına "Basil Hallward ben olduğumu sandığım kişidir; Lord Henry dünyanın ben sandığı kişidir; Dorian ise benim olmak istediğim kişidir, belki başka bir çağda." diye yazmış. Resssam Basil karakteri aşırı hayranlığıyla/aşkıyla genç ve yakışıklı Dorian Gray'in kibrini güçlendirirken, Lord Henry ise fikirleriyle onun nefsini uyandırıp aklını çelerek hedonist bir yaşama sürüklüyor. Baştan sona huzursuz bir ruh hali mevcut. Tartışmaya açık çok şey içeriyor, kurgu pek kuvvetli değil. Dolayısıyla beklentimin altında kaldı. Şaşırtıcı olansa Oscar Wilde'ın o yıllarda bu romanı tepkilerden çekinmeden yazabilmiş olması. Yapıt belki bu yüzden günümüzde de gündemde kalmayı başarıyor.