Öncelikle bir dönem romanı ve yazarın tarihe, dönem insanının yaşantısına, kültürüne, istanbul'un o gününe, havasına oldukça hâkim oluşu ve okura da bu ambiyansı hissettirmedeki mahareti bile okurken insanı hayrete gark etmeye yetiyor. ("Fehmi" gibi biri olmadığına göre) müellif; okuyunca şunu anlıyoruz ki -günümüz popüler yazarları gibi- sadece tahayyül kabiliyeti ve yazma gücüne güvenmekle yetinmemiş. Dönemin sosyolojik atmosferini teneffüs edip kitabına taşıyabilmek için bolca okumuş, iyi de etmiş; Allah razı olsun.
Kör bir çocuğun annesini -Leyla'yı ararken- Mevla'yı bulma yollarına girişi, Esma'nın renkleri, çarpıcı detaylar, hayran bırakan varsayımlar, hayrete düşüren ajitasyondan sıyrılmış, süslemelerden damıtılmış gerçek acılar, ince nükteler ve çok farklı bir anlatıcısı ve sayamadığım birçok şey ile dolu dolu üç yüz bilmem kaç sayfa şahane bir eser.+++