19 Mayıs 1999 (2.Kitap) Atatürk Yeniden Samsun'da Hakkındaki Yorumlar

alpceren 06.06.2009
birinci cildi ile okuduğunuzda müthiş bir kara mizah çıkıyor ortaya. müthiş insan turgut özakman insanlar artık cumhuriyetin Atatürk ilkelerinin önemini artık anlasın diye daha ne yapabilir nasıl yazabilir.Bugün Atatürk çıksa gelse sizce hayal kırıklığını uğrar mı?
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (22)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
ahmet4275 03.02.2007
Günümüz Türkiye'sinin bugün bulunduğu duruma gelene kadar yönetenler tarafından neler yapıldığı roman biçiminde ele alan bu kitap yakınçağ tarihimize ışık tutuyor. Gerçekten değer verilerek okunması gereken bir kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
curcunel 12.01.2007
Yazarın akıcı anlatımı ile tarih artık korkulu bir rüya olmaktan çıkıyor. Roman tadında keyifle okunuyor. Yazar hep aklımızda olan bir soruyu dile getiriyor ve Atamız şuan yaşasaydı neler olurduyu sorguluyor .Bence her Türkün okuması gerekir. Zevkle okunacak bir kitap 2 cilt olması korkutmasın yazarın akıcı uslubuyla kolayca okunuyor
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
alimerttascier 08.12.2006
Samsun’dan bir tekneden gerçekten Mustafa Kemal’in indiğini düşünebilir misiniz? Herhalde böyle bir durumda kimi gazetelere böyle bir manşet atılır: “Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa!” Turgut ÖZAKMAN’ın, Şu Çılgın Tükler’den daha önce yazdığı bu eser, yine Şu Çılgın Tükler kadar önemli bir eserdir.

2 cilt olmasına rağmen çok da kalın olmayan bu kitap, hacminden beklenmeyecek derecede önemli görevler üstlenmiş durumda. Kitabın ilk 10 sayfası okunduktan sonra, kitabın elden bırakılması gibi bir olanak tamamen ortadan kalkmaktadır. Bütün ulusal bayramlarda raporlu olan bir valinin, izin alamadığı için söylene söylene hazırlanan yardımcısını limanda bir şok beklemektedir. Çünkü; temsili olarak tekneden kalabalık bir ekiple inen kişi, elini uzatan vali yardımcısının elini iteklemiş, etrafındakilerle birlikte hızla şehirde bir otele yönlenmiştir. Vali yardımcısının oteli arayarak ve kimisini sanki hatırlıyorum dediği isimleri öğrenmesi hemen yakındır. İlk gelen kişi otel formuna isim olarak Mustafa Kemal ATATÜRK yazmıştır. O andan itibaren tüm ülke karışır. Otelde diğer formlara yazılan isimler: Falih Rıfkı ATAY, Hasan Ali YÜCEL, Salih BOZOK, Yarbay Mahmut, Ali Kemal Efendi, Rifat BÖREKÇİ, Mahmut Esat BOZKURT, Mazhar Müfit KANSU, İbrahim Ethem AKINCI, Asker Saime, Eribe, Türkan BAŞTUĞ, Mustafa NECATİ, Vasıf ÇINAR, Ruşen Eşref ÜNAYDIN ve Yunus NADİ. İsimlerden de anlaşılacağı gibi, hepsi yaşadığı dönem içinde belli görevler üstlenmiştir. Sağlık, eğitim, din işleri, şehit bir Türk kadını, devrimin teorisyenleri, sürekli ATATÜRK’ün yanında olarak o dönemi yakından gözlemleyebilme gibi.

Kitabın en önemli özelliklerinden biri her Kemalist’in bir hayalini gerçeğe dönüştürür şekilde kurgulanmasıdır. Turgut ÖZAKMAN’ın edebi dilini özellikle vurgulamaya gerek yoktur sanıyorum. Hatta, kitap o kadar sade ve akıcı bir dille yazılmış ki okuduğunuz satırlar hemen gözünüzün önüne gelmektedir. Bir de bu kurgunun en önemli parçası, günümüz şartlarından hemen hiçbirini gözden kaçırmamış olmasıdır. Şöyle ki gelenlerin gerçekten kendileri olup olmadığını teşhis için Ankara’dan yakınları çağrılmaktadır. Yine Mustafa Kemal, her akşam günümüzdeki yanlış anlayışları düzeltmek için televizyondan “Ulusa Sesleniş” konuşması yapmaktadır. İlk cildin en önemli noktalarından biri bu kısımlardır. Çünkü; bu kısımda Mustafa Kemal, Vahidettin olayına, Kurtuluş Savaşı’nın mali kaynaklarına, bu savaşın nasıl kazanıldığına, devrimlerin hangi şartlarda yapıldığına, ayrıntılarıyla değinmektedir. Her konuşmanın ardından Türk milleti ayaklanmakta, kimi gazeteler kendi isteğiyle yayın yapmamakta utancından, televizyonlardan ve gazetelerden yayınların hemen ardından halk sokaklara dökülmektedir. Üstelik hükümet görevdedir ve ATATÜRK’ün anlattıklarından sorular gazeteciler tarafından sorulmaktadır. Yanıtları tahmin ediniz.

Kitaptan fazla nokta alıntılamadan anlatma yapmak, kitabın bütünlüğü açısından da faydalı olmaktadır. Turgut ÖZAKMAN’ın en önemli niteliklerinden olan, romanları dahi gerçek bilgilere dayanarak yazmak, bu eserde de başarıyla uygulanmıştır. Yani kaynakçalı bir roman ile karşı karşıyayız. İkinci cilt işte bu birinci cilt temelinin üzerine katlar çıkar şekildedir ve günümüze gelen kurgulamada başarının göstergelerinden biridir. Günün siyasileri, yani Kemalizm’den ödün vermenin kilit ve anahtarları, Mustafa Kemal’in geldiğinde kalmak istediği ve DEMİREL’i kaldığı yerden çıkarmadan müze olan kısma geçtiği Çankaya Köşkü’nde resmen sorguya çekilmektedir. Her konuda soru soracak ve geri adım atılacak nedenleri sorgulayacak kişiler de Mustafa Kemal’in yanında olduğu için hem güldüren hem de kısa ama öz bilgi veren, yalnız gülerken gerçekten ağlatmayı da başaracak bilgiler veren 2 cilt, çok önemli bir görev üstlenmektedir. Demirel’in Said-i Kürdi hakkından dediklerinden tutun da 1960-1980 arası siyasi dönemin ana hatlarını bu ciltte bulma olasılığınız vardır. Bu kısımda sorgular sürerken, başta Mustafa Kemal olmak üzere, soru soranların, siyasilere tavırları, siyasilerin sorulan sorulara verdiği yanıtlar ve bu yanıtları verirken düştükleri durumlar, çok iyi bir edebi dille yazıldığından, insanı oldukça derinden etkilemektedir.

Ve son Mustafa Kemal, Ankara Büyük Tiyatro, yani kendi kurdurduğu Opera Binası’nda eser izleyip kısa bir konuşma yaparken, halk kapının önünde O’nu görmek için uğraşmaktadır. O ise arabasına binmeyip halkla birlikte marşlar söyleyerek yürümeyi tercih eder. Son konuşmasını yaptığını belirten Mustafa Kemal, sonsuzluğa geri döner. Tutanakçının notlarının sonu AKP’nin iktidara gelmesidir ve altında şu satırlar yazar: “Umarım bazı eski filmler yeniden gösterime girmez. Umarım Atatürk’ü daha da şiddetle özlemeyiz.”

Yukarıda anlattıklarımızdan da anlaşılacağı gibi, Mustafa Kemal gelerek tarihi değiştirmemektedir. Yani, yeni bir şeyler yapmak yerine, Türk milletine, bir Mustafa Kemal’in de kendisi olduğunu hatırlatmıştır. Siyasi ve günlük olaylar aynen işlerken, Mustafa Kemal, halkın içindeki yurtseverliği canlandırma çabası ve çarpıtılanları düzeltme çabası içerisindedir. Bu da demektir ki Mustafa Kemal Türk milletinin harekete geçmesini istemektedir ve sadece bunu sağlamak için geri gelmiştir. Bu eser de bunun çok mükemmel bir aracısı olmaktadır.

www.heddam.com'da yayınlanan yorumum.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (7)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
onur 04.02.2004
Yazar bu kitabında siyasi liderlerin oy kaygısı ile izlemiş oldukları politikaların Cumhuriyete ve ülkemize verdiği zararları somut olaylardan örnek vererek gerçekçi bir yaklaşım içerisinde tarafsız bir gözle anlatmaktadır.Yanlış ve dar çıkarcı politikaların ülkemize verdiği zararları akıcı bir üslupla anlatan bu kitabı herkesin okuyup ders çıkarması gereklidir.Herkese Bu kitabı öneriyorum.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Serkan Öcal 30.04.2003
YAZARIN ŞAHSİ YARATICILIĞINI KALEME DÖKTÜĞÜ MÜTHİŞ BİR KİTAP!İNSAN İSTER İSTEMEZ ''ACABA YAZARIN KİTAP DA BAHSETTİĞİ MUCİZE GERÇEKLEŞEBİLİRMİYDİ?''DİYE HAYAL KURMAYA TEŞVİK EDİYOR.BU KİTABI OKURKEN SANKİ SÖYLEV(NUTUK)U TEKRAR OKUMUŞ GİBİ OLDUM.TURGUT ÖZAKMAN'IN ELLERİNE SAĞLIK..........
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (7)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Kaptan35 10.04.2003
Kitap, çok güzel bir girişle başlıyor.19 mayıs 1999 sabahı Samsun, Atatürk tekrar aramızda.Bizi yönetenlerin daha doğrusu tönetsinler diye seçtiklerimizin ilk şaşkınlıkları,tepkileri ve klasik yaklaşımlarını büyük bir keyifle okudum.Sn.Özakman güzel ve zor bir iş yapmış bu kitabı yazmış.Tavsiye ediyorum.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
Mucize miydi ? Asla ! Bu ülkenin kaderi asla bir mucize değildi.. İnancın, azmin ve dayanışmanın bir sonucuydu.. Dışarıdaki düşmanlara, içerideki dar görüşlülere hatta hainlere karşı karşı bir büyük savaş yaşadı bu ülke.. Bu kitapta bu savaş ve sonrası ile ilgili hiç duymadığınız detay bilgilerine ulaşacak, kimi zaman "vay be!" diyecek , kimi zaman gözünüzden belki bir damla yaş gelecek, kimi zaman da güleceksiniz..
İçinde yaşadığı ülkenin tarihinin en önemli kısmını en çarpıcı örnekleriyle hikâyeleştirmiş bu kitabı okumayanlar çok şeyler kaybeder..
Mavi gözlü dev şimdi yaşasaydı ne mi olurdu ? T.Özakman bu soruya ilginç bir hikâye ile cevap vermiş.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (12)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla