Ömer Faruk üstadımın -kendisi söyledi kitap içerisinde- en son ama en zor kitabı bu olmuş. Kitabın ilk kısmı hep bahsettiği "hakikat" tırmanışı adeta. Lügate bakmaktan kitaba hakim olabilmek ne mümkün. İnsan amiyane tabirle "herhalde bütün tuşlara basıp bölüm geçmeye çalışıyor herhalde" diyor. Ne dersem yada dersek diyelim üstadım böyle uygun görmüşse biz okuruz. Yine yazsın bir daha okuruz. İkinci kısmı ise artık ulaşılan hakikatin keyfini sürmek gibi. Mevzuları daha açık ve net biçimde anlatıyor. Ha şunu da söyleyeyim ki böyle birinci ve ikinci kısım diye bir tasnif yok kitapta. Siz okuyunca anlıyorsunuz bunu. Yada anlayan şanslı sadece ben olabilir miyim acaba?
Kitabın muhtevasına gelecek olursa "her şey var" diyebilirim size. Ama en çok hakikat ve samimiyet var. Allah razı olsun ki Hamza'nın babası, Yobazın kendisi, Ab-ı Hayat'ın yolcusu beni çokça mutlu, mesud ve hakikatli eyliyor.