Bu kitabın çekirdeğini Tunca Aerslan'ın nPopüler Sinema Dergisinde çıkan bir yazısı oluşturuyor. Dünyada geniş kitlerleri etkileyen iki önemli kavramın bir arada konu edilmesi gayet iyi bir düşünce...
Bence filme çekilmesi en zor şeylerden birisi de bir futbol müsabakasıdır. Futbol oyununun kendine has bazı özellikleri gerçeğe yakın görüntülerin elde edilmesine mani olabilir. Hatta futbol sadece sinemaya aktarılırken değil,çizgi film ve bilgisayar oyunlarına aktarılırken de türlü zorluklar çıkarabilir. Gerçi bütün bu zorluklar bahsettiğimiz faaliyetlerin gerçekleştirilmesini engelleyememiştir ama yine de ortaya (müsabaka sahneleriyle beraber) bir şaheser çıkmasına henüz şahit olamadık.
Futbol yalnızca bir kişinin macerası olmadığı için zordur belki de… Hem bu zorluk yalnızca sinema,animasyon,oyun vs. için değil edebiyat için de böyledir. Futbola dair eserler ortaya konulmuştur ama halen şöyle hatırı sayılır bir edebi esere rastlayamıyoruz.
******************
Ortalama bir futbol seyircisi muhtemelen kitap okumayacağı için futbol edebiyatının çok fazla gelişebileceğini söylemek güç. (Gazeteyi bile en arka sayfasından başlayarak okuyan bir adama kitap okutmak bir hayli zor olsa gerek.) Ancak sinema pek çok yönüyle futbolla paralellik arz ediyor. Bu bir avantajdır aslında. Belki de daha gerçekçi bir film için yapılması gereken şey,kamerayı sahaya indirmek yerine,futbol seyircisinin alıştığı çekimleri filmin içersinde uygulamak. Mesela ben bir yönetmen olsam,çekeceğim müsabaka sahneleri için bir maç yönetmeninden istifade ederim. Eminim ki,kadraj kullanımı bakımından (müsabaka görüntülerinde) usta yönetmenlere taş çıkaracaktır. Böylelikle futbol seyircisinin alıştığı klasik görüntüleri bir kez daha huzura sunmuş olurum ve anlattığım hikaye daha bir inandırıcılık kazanır.