Maalesef nesnellikten uzak, duygusal bir kitap. yazar, Kıvılcımlı'ya duyduğu hayranlığın altında ezilmiş.
Yanlış anlaşılmasın, sorun yazarın kıvılcımlı'yı sevmesi ve savunması değil. sorun yazarın bunu yapış şekli. Kıvılcımlı'yı daha yukarıda göstermek için Türkiye tarihindeki kalan tüm tarihçileri ve sosyalistleri acımadan yerin dibine sokmuş yazar. öyle bir resim çizmiş ki, kitap bittiğinde kıvılcımlı hariç Türkiye tarihçiliğinin tamamının zeka özürlü taklitçilerden ibaret olduğunu sanıyorsunuz.
Üstelik kimleri kimleri (mesela nazım hikmeti) acımasızca eleştirip itin götüne sokmaktan çekinmeyen kitap, kıvılcımlı'ya ise göstermelik olarak dahi olsa tek bir eleştiri getirmiyor. Onu yanılmaz peygamber seviyesine oturtuyor.
eğer kıvılcımlıyı gerçekten tanıtmayı başarabilse, bu ağdalı tarafgirliğe katlanırdık belki. ama onu da yapamıyor. zaten basit bir internet taraması ile ulaşabileceğinizden daha fazlasını sunmuyor kitap