öncelikle şunu söylemeliyim: kitap biraz kalın ve büyük yaklaşık 700 sayfa ve ebat olarak ta oldukça büyük ama tüm bunlara rağmen böyle bir kitabı okumak beni çok çok mutlu etti. kitapta anlatılan konuyu size bir cümleyle özetlersem "A dan Z ye köy enstitüleriyle ilgili herşey" diyebilirim. gerçekten müthiş bir araştırmanın ürünü. bunu hemen anlayabiliyorsunuz. zaten ödülde almış . neyse kitap İsmail Hakkı Tonguç'un yaşamından kesitlerle başlamış ve bütün bir ömrünü adadığı enstitü hayatını gözler önüne sermiş. ben bu yorumu yazarken yıl 2010 ama hala eğitim sistemimizdeki çarpıklıklar devam etmekte. yazar bu kitabın içerisinde bir çok yerinde hala köy enstitüleri devam etse şöyle olurdu gibi cümleler kullanıyor, bu ve buna benzer yorumlarında sonuna kadar haklı olduğunu sanırım hepimiz anlamışızdır. şu anda verilen eğitim mesleki eğitimden çok bilimsel bir eğitimdir. tamam bilimle ilgili bilgi sahibi olmak çok yararlı bir şey ama ileride yapacağımız mesleğimizle ilgili bilgilerimizin olması da bu bağlamda kaçınılmazdır. ülkemizde yüksek öğretim veren kurumlarımızın şu an ne durumda olduğu gözler önünde . her ilde bir üniversite diyerek nitelik yönünden yoksun bir yüksek öğrenim hayata geçiriliyor. buralardan mezun olan kişilerin niteliklerini çok iyi gözlemlemek lazım. üniversite mezunu olup ta demokrasi'nin tanımını bile yapamayan bir gençlikten biz neler bekleyebiliriz ki gelecekle ilgili olarak. eğitim fakültesinden mezun olan bir öğrenci ne kadar yaptı işten haberdar, bütün bunlar üzerinde önemle durulması gereken konular. işte bütün bu sorunlara çözüm getirmek isteyen kişiler olarak bu gibi kitaplarla geçmişte bu zorlukların üstesinden nasıl gelinmiş, bunları görerek daha sağlam adımlarla yarınlarımızı kurmalıyız. bu yüzden derim ki bu kitabı mutlaka alın ve okuyun . biraz kendini tekrar eden bölümler olmuş ama konu bütünlüğünü bozmamak için olduğunu düşünüyorum. yazara ayrıca teşekkür ediyorum. ( yazar hemşehrimmiş bunu da kitabı aldıktan sonra öğrenmiş oldum ) herkese bol bol okumalar...