sait faik öykü ödülünü almış 6. öykü kitabını okudum.Altisi da tatsız tuzsuzdu. okurken şunu hissettim bunda evet 68 kuşağının o devrime olan tutkusu hissediliyor yalnız hikayelerde sanki yolda yürürsün de istanbulda bir semtte gördüğün simitciler, sahaflar, midyeciler, perdeciler, garsonlar aklına geldikçe onlarla ilgili bir şey söyleyip sırf bir şehrin gürültüsünde kepenk açan dükkanları anlatip duruyor. Yani sabah yolda yürürken gördüğünüz bu hengameyi yazsaniz mesela: simitçi simit diye bağırdı, sebzeci domateslere su serpti, kitapçı eski bir kitabı çıkarıp sayfasina 20 yıl önce yazılmış nota bakti esneyip yerine koydu ona biraz da çagrisimlarini katarak bu tür hikayeleri herkes yazabilir. Farklı bir tarz değişik bir tür kesfedecegim diye zirvalayanlar da oluyor. Emeğe saygı diyorum ama bizim hikayecilik konusundaki tatsız tuzsuzlugumuz konusunda elimize kimse su dökemez .