Tóibín, yazarın yaşamını olduğu kadar edebiyata bakışını, siyasi duruşunu, Almanya’da Nasyonal Sosyalizm’in yükselişiyle birlikte ülkesinden kopmasını, mültecilik yıllarındaki duygu dünyasını, kimi inancından vazgeçişini akıcı bir dille, gerçeklerden sapmadan, usta işi dokunuşlarla sunuyor.
Thomas Mann, başarılı bir romancıyken, 20. yüzyıl tarihinin çarklarında savaşları, devrimleri, faşizmi, soykırımları, mülteciliği yaşamak zorunda kalan, dünyanın gözlerini diktiği, sözlerini dinlediği bir fikir liderine dönüşen biri olarak beliriyor. Çocukluğundan başlayarak ölümüne kadar bütün hayatı, özel merakları, evliliği, sıra dışı ailesi, birine yakından birine uzaktan tanık olduğu iki dünya savaşının yazarda yarattığı çelişkiler ve çalkantılar geniş açıyla seriliyor okurun önüne.