Yazar artık yetersizliği kanıtlanmış psikanilizin de yardımıyla Tanpınarın hayat karşısındaki ( belki de derinlerdeki bir yetersizliğinden ) bocalayışını ve çelişkilerini özene bezene öne çıkararak zayıflığına vurgu yapıyor, herhalde bunu da marifet zannediyor, her türlü soy sanatın hayat karşısındaki çeşitli yetersizliklerden oluşan tam da kişisel dramlardan yükselen bir açıklama, yansıtma çabası olduğunu gözardı ederek, bir odunun ( sert ve kırılmaz, düz ) sanatçı olmasına gerek olmadığını, binlercesinin başarılı veya başarısız bu hayattan geçtiğini, ama, sonraki kuşakların bu örselenmiş ruhların yetersizliklerinden inşa ettikleri sanat yapıtlarını, kuyumcu gibi işledikleri cümleleri önemsediklerini söylemiyor, Tanpınarın kafası karışık zavallı bir karakter olduğunu bilmek bize ne kazandırır, bugün çağdaşlarından kafası net olan kimseyi hatırlamıyoruz, önemli olan sanatçının kişisel dramından ne çıkartabildiği ve bunun benimsenmesidir, pek çoğu hayatın zorlukları karşışında hiç bir şey üretemeden zebil oluyor. Zaten değer üretmeseydi bu kitabı da uzun uzun yazmasına gerek yokdu. Gene de kültüre bu kadar ilgisiz bir ortamda emeğine teşekkürler.