Yaşamın devam etme zorunluluğu vardır ve yazgılarımız birbirleri ile mutlak etkileşimlerde bulunarak şekillenir. Bireyin yaşamı son bulabilir ama bu yaşamın son bulması demek olmadığı gibi yaşamı son bulan bireyin yakın çevresi başta olmak üzere mevcut bütün yazgıların da yeniden şekillenmesi demektir.
Gerçeklik buram buram kokuyorken her satırında, birçoğu geçmiş zamanda yazgılarını yaşamış karakterler gerçeklik havasını tene değdirip elle tutulur hale de getiriyor. Büyük bir uğraş sonucu ortaya çıktığına inandığım bu kitap bütün kısıtlama ve engellemelere rağmen varlığını koruyabilmiş ve somut bir şekilde karşımıza dikilmiş, insanoğlunun yazgısının belki de ciddi utançlarla dolu bazı kısımlarını suratımıza vurmak için! İkinci Dünya Savaşı, anlatım çemberinin merkezinde Stalingrad, Sovyet ülkesi ve yaşayanları ele alınmış. Savaş esnasında yazgılarını yaşayanlar; askerler, esirler, işçiler, bilim insanları, yöneticiler.. Yazgısını herkes anlatmış. Tavsiye ederim.