Eser, deneme ve şiirin iç içe olduğu bir tür olarak çıkıyor karşımıza. Daha çok “ben” problemini, kendi olmayı ele aldığı bu eser sorgulayıcı, umutla, sevgiyle başlayıp karamsarlığa dönüşen bir deneme- şiir. Nurgül İlhan, geçmişi sürekli gündeme getiren, geçmişi içinde bugüne taşıyan bir şair. Denemelerde kendini, geçmişi sorgulayışı ön planda. Şiirlerde çaresizlik, karamsarlık, umutsuzluk gibi duyguların yanında yeni dost bulmanın sevinci, saf sevgi gibi duygular da görüyoruz. Denemeler kadar ne hissettiğini olduğu gibi ifade etmese de şiirler, hisleri ima ediyor. Deneme ve şiirin sıcak bir karşılaşması olmuş. Bazen deneme ve şiirlerdeki duygular arka arkaya denk gelmiş. Mesela umuttan bahseden bir denemeyi umutlu bir şiir takip etmiş, sorgulayan bir denemeyi sorgulayan bir şiir. Bu bilinçli de yapılmış olabilir. Bilinçli ise güzel çalışma, değilse güzel tesadüf. Okuduktan sonra hangi ruh hâline büründünüz derseniz: Birini, bir şeyi… uzun zamandır bekliyormuşum gibi bir hâl bıraktı.