Cennetin Bir Kapı Ötesinde, daha önceki yorumlarımda da belirttiğim gibi, Koontz un ikinci dönem eserlerindendir. Koontz 8 yılı aşkın zamandır tarzını revize etmiş durumdadır. Stephen King ise bunu 15 yıldır denemekte, bazen eskiye dönüşler yaşamakla birlikte, genelde yeni tarzını korumaktadır.
Tam da bu nedenle, film izler gibi kitap okumayı seven, işin içine biraz felsefe, biraz drama, biraz psikoloji girdiğinde ve okuduklarınızı anlamak için düşünmeniz gerektiğinde sıkılan okurlar, bu yeni dönem Koontz eserlerini algılamakta doğal olarak zorlanacaklar, kimi zaman yarıda bırakacak, kimi zaman kitabın gereğinden uzun olduğunu düşüneceklerdir. Çünkü onları ilgilendiren, sadece aksiyon cümleleridir.
Olgunlaşma, tarz revize etme ile birlikte düşünülür ve çoğu yazarın, müzisyenin, hatta çoğu sanatçının yaşadığı dönemler bu şekilde isimlendirilir. Sanatçının sanat hayatının süresine ve yaşadığı süreçlere göre bir ya da birden fazla dönem izlenebilir.
Koontz, o kendisini çok satanlar listesine yazdıran klasik gerilim korku romanlarından onlarcasını üretmiştir. Her Koontz okuru, o ilk döneme ait romanları kolayca ikiye ayırabilir :
1. Gerçek bir Koontz romanı, Fanatikler, Onlar Yoktu, Kurbanlar vs.
2. Koontz un boş vakitlerinde alıştırma olsun diye ya da içinden gelmediği halde para kazanmak için yazdığı roman, Çatırtı, Göz vs.
Yazar, işte bu 2. gruba dahil edilebilecek olan romanlarının sıklaşıp, 1. gruba konabileceklerin artık seyrek çıkmaya başladığı bir ara dönem yaşamıştır. Bunu da her Koontz okuru bilir. 90 yılların 2. yarısında, artık Koontz u unutmaya başlamıştık hepimiz. Ve sonra, kendini tatmin edecek bambaşka bir tarzda, bambaşka bir Koontz çıkar karşımıza. Sinemaseverler için sıkıcı, edebiyat severler için ise harikulade bir değişim olmuştur bu. Daha önce de söylediğim gibi, bu tarz değişimler, özellikle korku, gerilim, macera, polisiye gibi daha az edebiyat ve yazarlık becerisi içerdiği kabul görmüş tarzlarda yazan yazarların mutlaka yaşadıkları, bir kendini ortaya dökme çabasının sonucudur. Kimi zaman yazar biter, kimi zaman ise işte Koontz örneğinde olduğu gibi yepyeni ve çok daha iyi eserler üretmeye başlar.
Son olarak müzik dünyasından bir örnek:Metalica. Popülerliklerinin tavana vurduğu bir dönemde tarz değişikliğine gidip, bunda da başarısız olup kaybolan bir müzik grubu. Ama her ne olursa olsun, sanatçının değişme ve gelişme çabasına sonucuna bakmadan saygı duymak gerekir önce. Koontz gibi sinemasever okurlarını kaybetmek pahasına kendini değiştirenlere ise ekstra saygı duyulur tabii.