Aslında kadın doğası gereği sessiz değildir, susturulmuştur. Söyleyecek çok şeyi olmasına rağmen, söyleyeceklerini içtenlikle dinleyen birilerini bulamadığı için, sessizdir. Tutku ve ceza arasındaki yoğun ilişkinin farkındadır ve bu yüzden sessizdir. 'Saldırganlık' derecesinde cinsel arzuları olan kadınların başına nelerin geldiğini filmlerden, romanlardan yeterince izlemiş ve okumuştur. Kraliçelerinin, sultanlarının ölüm fermanlarını yazan nice krallar, padişahlar görmüştür. Tutkulu ve çekici kadınların kitaplara ve sahnelere, gazetelerin üçüncü sayfalarına, televizyonların ana haber bültenlerine serpilmiş ölü bedenlerini gördüğünde seslerindeki yankıyı çoktan yitirdiklerinin farkına varmışlardır. Ama bütün bunlara rağmen 'erkek' kadının bu tekinsiz suskunluğunun tedirginliği içindedir kaç bin yıldır. Evli Kadınların Erotik Sessizliği kitabı, kadını reddetmeden anlamak gerektiğini söyler. Anlamak çünkü cesaret gerektirir. Kompleksi ortadan kaldırır. Tek başınalıktan çok başınalığa geçişin yollarını arar. Ayrıca Heyn, toplumun ikiyüzlülüğünü dile getirirken, kadınların da farkında olmadan kabul edilmiş erkek düzeninin ve paradigmasının içinde eridiğini, onu içselleştirdiğini söyler.