Kaderinin, bekleyişten başka hiçbir şey olmadığını kabul eden ve yeryüzündeki yaşamının en azından dörtte biri, gözleri şişene dek ağlamakla geçen bir kadın, Penelope. Üstelik bu umarsız bekleyişte ve yalnızlığında bile ona rahat yok. "Kendi hakkında ileri geri konuşulan lafların bütün dünyayı dolaştığı bir kadın ne yapabilir?" Penelope, Sparta Kralı İkarios'un biricik kızı, 'cin fikirli Odysseus'un karısı, Telekmakhos'un anası, Troyalı Helena'nın kuzeni... O, ilk defa bütün bu sıfatların ikinci planda olduğu, kendisinin başkahraman olduğu bir hikâyenin öznesi. Margaret Atwood Penelopia adlı kitabıyla Penelope'nin başından geçenleri farklı bir şekilde anlatarak bu antik kahramanın kaderini yeniden yazıyor.